25 Eylül 2018 Salı

Modriç'e ödül: Aşırı iyimser bir yorum

FIFA'nın dünyanın en iyi futbolcusu olarak bu yıl Hırvat orta saha beyni Luka Modriç'i seçmesi, dünyada başka her şey feci halde olmasaydı, başlıbaşına, insanlık adına umut yaratabilecek bir adım sayılabilirdi.

Sayamıyoruz. Sebebi mâlûm, futbol âlemi mâlûm, FIFA mâlûm. Yine de Messi veya Ronaldo gibi göz alıcı yıldızlar yerine, futbol oyununu "derinden" seyreden ve sevenler dışında kimsenin pek yüz vermeyeceği, ufak tefek orta sahacının onurlandırılması bu devirde ilginç ve aykırı bir tercih.

Devir, Ronaldo'nun parıl parıl parlayan kaslarının devri. Burada teşhis kolay. Messi ayrı konu. Onu tek başına bir makama yerleştirmek, tam da Messi'yi bu kadar büyük futbolcu yapan özelliğin, büyük hünerini takım oyuncusu olarak kullanmayı öğrenebilmiş ve sindirmiş oluşunun inkârı. "Etrafında" Barcelona ağı olmaksızın Messi Messi değil, hepimizin bildiği üzre. Ronaldo, döneme daha çok yakışıyor. Asla kötü niyetli futbolcu değil, bir tek bu özelliği azıcık "eski" kalıyor olabilir. Döneme yakışması daha çok şundan: Takım oyunu oynamaya kalkıştığında kuvveti, kabiliyeti, mahareti azalıyor; yarıya iniyor neredeyse. En kurt teknik direktörün bile yapabildiği, eğer Ronaldo varsa, topun ona "açılması"nın ötesine geçmiyor aslında. Bu işten bol para kazandıkları için, dünyanın en basit verkaçında bile uzun taktik hazırlıklar keşfetmeye hazır futbol medyası erbâbına bakmayın.

Her neyse, futbolla sadece taraftarlık dışında derdi olan varsa, FIFA'nın Modriç kararına sevinmiş olmalı. Modriç, Ken Loach'un "Looking for Eric" filminde Cantona'ya söylettiği şeyin ete kemiğe bürünmesi olarak tanımlayabileceğimiz futbolculardan. Filmi görmeyenlerden özür dileyerek, sürprizi kaçıracak şeyi burada aktarmak zorundayım. Kahramanımız, postacı Eric Bishop, beklenmedik şekilde hayatına giren Eric Cantona'dan, futbol oynadığı dönemden kendisinde en çok iz bırakmış, en müthiş anısını öğrenmek ister ve durmadan tahminlerde bulunur. Tahminleri hep Cantona'nın attığı muhteşem gollere dairdir. Sonunda Cantona'nın seçip aktardığı anıysa, bir gol değildir. "Bir gol değil," der Cantona, "bir pas." Pası görürüz. Hakikaten muhteşemdir. Modriç gibiler, meslek hayatı tribünleri ayağa kaldıran göz alıcı tekil eylemlerden değil, paslardan örülü futbolcular. Evet, konumları gereği. Ama zaten hoşumuza giden de bu konum:)

Modriç'in mevkiinde oynayan futbolcular, oyunu idare edenler, "on numara"lar, kimi zaman bu konumlarından ötürü fazla mağrur, takım arkadaşlarına tepeden bakan, sevimsiz tipler olabiliyorlar. İşin kötüsü, bunu maç seyircisi de hissedebiliyor. Ama herkesi idare edip, yalnız kendi takımının değil doğrudan maçın ritmini, karakterini de belirleyebilen, buna karşılık, tek şımarıklığını, bencilliğini görmediğimiz, karşı takımdan gördüğü saygıyı da hissedebildiğimiz, bu arada, hemen her oyunda herkesten fazla koşmak, her yere yetişmek zorunda olan orta sahacı, futbolun en muazzam güzelliği; nâçizâne bana göre. Xavi'yi, Pirlo'yu seyretmek, zaman zaman basitçe futbol seyretmekten fazla, daha zengin bir eğlence olabilirdi. Modriç de bu sınıftan.

Modriç'e verilen ödül, yardımlaşarak oynanmak zorunda olan bir oyunun bu özelliğinin vurgulanması kabul edilebilir; benim gibi, orta sahacılardan yana şiddetle taraf olanlarca. Belki başkaları da Ronaldo ile Modriç'i yanyana koyup üstüne düşünebilir.

"Yine de bişeydir" diyerek bitireyim.

23 Eylül 2018 Pazar

İdlib'te anlaşmanın geri planına dair iddialar

Middle East Eye’da Ece Gökçesedef’in İdlib’teki Türkiye-Rusya anlaşmasının geri planına ışık tutan bir yazısı yayımlandı. Yazıdaki bilgiler, “anlaşma sürecinde görev almış Türk yetkililer” ve “sahadaki Türk güvenlik kaynakları”na dayanıyor. İngilizce’cilere yazının tamamını okumalarını tavsiye ederim. Öne çıkan bazı bilgileri burada kısaca aktarmayı yararlı gördüm. Hepsi, adlarının gizli kalmasını isteyen sözkonusu kaynakların Gökçesedef'e aktardığı iddialar:

• Silahtan arındırılmış bölgedeki gruplar, ağır silahlarını TSK’ya değil, İdlib’teki öbür birimlerine devredecek. Yani ağır silahlar örgütlerinde elinde kalacak.
• Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) elemanlarının yüzde doksanı Suriyeli. Türkiye ve Rusya, bunların “Suriye hükümetinin sorumluluğundaki polisiye vakalar” olarak değerlendirilmesi üzerinde anlaşmış. TSK ile uyumlu çalışmayı kabul etmeyecek silahlı muhalifler, bu durumda, Suriye polisine teslim edilecek.
• M5 ve M4 karayollarında güvenli gidiş geliş Türkiye’nin garantisinde. Hâlihazırda M5 karayolunun bir bölümünü HTŞ denetliyor. Kontrol noktaları var. Ankara’nın bunları kaldırma ve yolları trafiğe tamamen açma işini halletmesi bekleniyor.
• Ankara ile Şam arasında bir şekilde doğrudan temas kanalı oluşturulmaya çalışılıyor.
• Silahlı muhalifler Suriye ordusu karşısında çekilmeyi kabullense ve İdlib’e Şam hakim olsa bile, Ankara elindeki on iki gözlem noktasını bırakmaya niyetli değil; siyasî süreç başladığında, "şu ana kadar elde edileni koruyabilmek için" bunları koz olarak kullanmayı hedefliyor.

Bunlar sürece dair değerlendirme ve öngörüleri etkileyebilecek, değiştirebilecek iddialar.

21 Eylül 2018 Cuma

Havalimanı işçilerine destek

Demokrasi İçin Birlik, Diyalog Grubu ve Yurttaş Girişimi inisiyatifleri, havalimanı işçilerine destek amacıyla bir ortak açıklama yaptı. Aktarıyorum:

HAVALİMANI İŞÇİLERİNİN HAKLI TALEPLERİ KARŞILANSIN,
ZULÜM VE HUKUKSUZLUK SON BULSUN

*Habersiz şekilde işten atılanlar işe iade edilsin.
*Servis sorunu çözülsün.
*Yatakhane, lavabo, banyo temizlikleri düzenli olarak yapılsın, tahtakurusu sorunu çözülsün.
*Maaşların tamamı hesaba yatırılsın, elden maaş ödemesi yapılmasın.
*Geçmişe dönük ödenmeyen ücretler ödensin.
*İş cinayetleri çözülsün.
*Revir personeli işçilerle ilgilensin, gerekli sağlık malzemelerinin temini sağlansın. *işçilere dönük aşağılayıcı muamele engellensin.
*İşçi ve formenler aynı yemekhanede yemek yesin.
*Bayram ikramiyesi verilsin.
*İşçi kıyafetleri verilsin

Defter kağıdına tükenmez kalemle yazılan bu talepler Üçüncü Havalimanı inşaatında çalışan işçilere ait.

Üçüncü Havalimanı şantiyesinde çalışan on bini aşkın işçi, çalışma koşullarının ağırlaşması ve arka arkaya yaşanan iş cinayetlerine karşı iş durdurma eylemi başlattılar. Çünkü taleplerini defalarca dile getirmiş hiç bir yanıt alamamışlardı.

Hak arayışları jandarmayla, polisle, TOMA’yla, biber gazıyla, sabaha karşı yapılan baskınlarla, kırılan kapılarla yanıt buldu. Yüzlercesi göz altına alındı. İşyerinin servisleriyle karakollara taşındılar. Avukatlarla ve milletvekilleriyle görüştürülmediler.

Üçüncü havalimanı şantiyesi işçilerinin insanca çalışma koşullarının sağlanması, barınma sağlık sorunlarının çözülmesi, iş cinayetleri için önlem alınması talebiyle giriştikleri hak arayışı suç değildir. Bu haklı ve meşru eylemlerinde işçilerin yanında olduğumuzu duyuruyoruz.

İşçilere yapılan muamele hukuka anayasa yasalara ve insanlığa aykırıdır. İşçilerin talepleri karşılanmalı, gözaltına alınan işçiler serbest bırakılmalı, zulüm ve hukuksuzluk son bulmalıdır.

DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK / DİYALOG GRUBU / YURTTAŞ GİRİŞİMİ


20 Eylül 2018 Perşembe

İdlib'te beklenmedik teneffüs

İdlib'e Rusya destekli Suriye ordusu ve müttefiklerinin büyük taarruzu başlayacakken, Soçi Anlaşması ile, Ankara İdlib'teki uzlaşır-uzlaşmaz, cihatçı veya değil, bütün silahlı grupların bir nevi sorumluluğunu aldı ve 15 Ekim'e kadar bazı şartları oluşturmayı taahhüt etti. Bunları ve doğabilecek sorunları ve sonuçları P24'teki yazımda ele aldım. İdlib'i yakından izlemeyi sürdürüyorum. Aşağıdaki yazıya iliştirdiğim haritadan, bombardıman alanlarını -şimdilik!?- dikkate almaksızın yararlanabilirsiniz.

9 Eylül 2018 Pazar

İdlib'te bombardıman var hızıyla sürüyor

İdlib'te işlerin nasıl ilerleyeceğini görüşmek üzere biraraya gelen Rusya, İran ve Türkiye liderlerinin toplantısı, uluslararası ilişkiler, dış politika ve diplomasi izleyenler açısından hayli ilginç geçti. Şimdiye kadar hiç tanık olmadığımız bir sahneyi izledik. Tartışmalar bittikten, bildiri hazırlandıktan sonra, liderler artık basının karşısına geçtiği ve formalite-protokol mesajlarını verecekleri sırada, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, içeride konuşulduğunda üzerinde anlaşılamayıp bildiriye katılmamış olan "ateşkes" teklifini tekrar ortaya getirdi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den, diplomatik sahnelerdeki oyunlarda asla işitilmeyecek cinsten bir replikle cevap aldı. Putin, "El-Kaide ve DAİŞ adına konuşmayın" demeye getirdi.

Zirveden sonra, bildiri açıklanmadan önce yaptığım değerlendirmeyi P24'ten okuyabilirsiniz. Zirvenin sabahına başlayan yoğun bombardımanı anlamlandırmayı sağlayacağını umduğum haritayı Duvar'daki yazıma iliştirdim, ama teknik sebeple (sıkıştırmadan ötürü) haritadaki bazı yazılar biraz bozulmuş, zor okunur olmuş; bu yüzden burada tekrar aktarmaya karar verdim. Doğru düzgün görmek için üzerine tıklayın lütfen. Haritadan yararlanmak isteyen meslektaşlar da lütfen buradakini kopyalasın.

1 Eylül 2018 Cumartesi

İdlib savaşını izlemek isteyenler için harita

İdlib savaşını yakından izlemek isteyenler için bir harita hazırladım. Harita hakkında izahat da içeren bazı bilgileri P24'teki yazımda aktardım. Harita P24'ün sayfasında olması gerekenden küçük ve bazı ayrıntıları zor seçilir halde yeralıyor. Bu yüzden buraya da koydum, üzerine tıklayın ve ayrıntıları net görün. Açıklamalar için P24'teki yazıma bakabilirsiniz.