Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nde (OPCW) Rusya adına bulunan Daimi Temsilci Aleksandr Şulgin, Han Şeyhun gaz saldırısı konusunda Rusya'nın tavrına ışık tutabilecek sözler etti. Sputnik'in haberine göre, Şulgin, "Suriye'deki trajik olaylara müsamaha gösterdiğimiz, hattâ kimyasal silahla işlenen suça katıldığımız yönündeki suçlamaları şiddetle reddediyoruz," diye konuştu. OPCW İcra Konseyi'nin acil toplantısında konuşan Şulgin, kimyasal saldırıdan haberdar olduklarına dair iddia için, "Bu düpedüz yalan," dedi.
Şulgin'in "trajik olaylar" demesi normal, çünkü Rusya El-Kaide'cilere ait kimyasal silah deposunun vurulduğunu, gazın buradan sızdığını iddia etmişti. Fakat "müsamaha göstermek"ten sözedince işler değişiyor. Burada müsamaha, açık ki, Esad'ın gaz saldırısı yapmasına göz yummak anlamına geliyor. Suçlandıkları şey bu, buna cevap veriliyor. Şulgin de "bunu yapmadık" demiş oluyor. Devamını da "kimyasal silahla işlenen suçlar" diye getiriyor. "Katılmadık" diyor. Oysa resmî versiyona göre zaten katılabilecekleri bir eylem sözkonusu değil. Ancak cihatçıların kimyasal deposunun bombalanmasına katılmış olabilirler. O zaman bütün bu lafların edilmesi gerekmez.
Rusya'nın olaydaki konumu-tavrı, saldırının failine ilişkin güçlü karine oluşturduğu için hayatî.
Şulgin'in sözlerini, Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov'un geçenlerde aktardığım demecine bağlı olarak okumak ilginç olur: "ABD-Suriye • Kremlin sözcüsü ne demek istedi?"
Bu haftaki P24 yazımda da Rusya'nın konumuna ilişkin kısımlar var: "Han Şeyhun gaz saldırısı - 2"
Moskova etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Moskova etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
15 Nisan 2017 Cumartesi
8 Nisan 2017 Cumartesi
ABD-Suriye • Kremlin sözcüsü ne demek istedi?
"Moskova'nın uluslararası yayın organı" diye tanımlanan RT, dün (6 Nisan) bir haber yayımladı. Haberin başlığı şuydu: "Peskov: Moskova'nın Şam'a desteği 'şartsız değil', Esad Rusya'nın emirleriyle hareket etmiyor".
Haberin, bu başlığın çıkarılmasına yolaçan ilk kısmı şöyleydi:
Haberin, bu başlığın çıkarılmasına yolaçan ilk kısmı şöyleydi:
Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, AP'ye, Suriye krizini çözmek için Rusya'nın Başkan Beşar Esad yönetimine verdiği desteğin "şartsız olmadığını" söyledi, Moskova'nın, Esad'a emirler verip bunlara uymasını bekleyemeyeceğini ekledi. Rusya ve Suriye yönetiminin "bir işbirliği, görüş alışverişi ve karşılıklı tam destek ilişkisi" için anlaşmış olduğunu belirten Peskov, iki devletin ilişkisinin hiyeyarşik olmayıp eşitler ilişkisi olduğuna dikkat çekti. Sözcü, Moskova'nın Şam'a desteğinin şartsız olmadığını, "bugünün dünyasında şartsız destek mümkün değildir" sözleriyle ifade etti, şöyle dedi: "Moskova'nın, Bay Esad'ı Moskova'da her ne isteniyora onu yapması için ikna edebileceğini söylemek doğru değil". Peskov, Moskova'nın Şam'ın eylemlerini yönetebileceği yollu varsayımlar için, "Tamamen yanlış," dedi. Peskov'un sözleri, Suriye'nin İdlib vilayetinde onlarca insanın hayatına mal olan, kimyasal silah saldırısı olmasından şüphelenilen olayın hemen iki gün üstüne geldi.Sizce böyle bir demeç niye verilmiş olabilir? Ve niye böyle sunulmuş olabilir?
19 Ağustos 2016 Cuma
Moskova’da İD bağlantılı saldırı - bir ilk!
Biri baltalı, biri silahlı iki saldırgan önceki gün (17 Ağustos’ta) Moskova’nın 25 km kuzeydoğusunda, Şyolkovskoye otoyolu üzerindeki Başiha’da trafik polisi karakoluna saldırdı. Polislerden silah kapmayı başaran saldırganlar, çatışmada öldürüldü, ama öncesinde biri ağır iki polisi yaraladılar.
Sputnik, saldırganların 19 ve 21 yaşlarında Çeçen kökenli iki genç olduğunu yazdı.
Kanın gövdeyi götürdüğü bir dönemde bu saldırı ilk bakışta pek lafı edilmeye değer bir olay gibi durmuyor. Nitekim Rus polisi de bir süre, iki saldırganın hangi saikle böyle bir işe kalkıştığını çözmeye çalıştı.
Oysa bu eylemin tarihî önemi var. Çünkü saldırı Rusya'da “İslâm Devleti”nin "resmen" üstlendiği ilk eylem. (Daha önce sadece Dağıstan'daki bir-iki eylemin örgütle bağlantısından sözedilmişti.) İD, her zamanki rutinine uygun olarak Amak Ajansı aracılığıyla yayımladığı duyuruda, eylemi “savaşçılarının” yaptığını ileri sürdü. İki saat sonra da iddiasını kanıtladı, iki saldırganın İD’e biat videosunu yayımladı. Sputnik'e göre isimleri Salim İsrailov ile Osman Murdalov olan saldırganlar videoda ağır şiveli bir Rusça ile, örgüte biatlarını ilan ediyor, “Emir’imizin buyruğu altında Cihad yolunu tutuyoruz,” diyorlar.
Uzmanlar, videonun iki eylemcinin İD ile bağlantısını ortaya koyduğu, ancak eylemin örgüt tarafından düzenlenmediği izlenimini verdiği görüşünde.
Sputnik, saldırganların 19 ve 21 yaşlarında Çeçen kökenli iki genç olduğunu yazdı.
Kanın gövdeyi götürdüğü bir dönemde bu saldırı ilk bakışta pek lafı edilmeye değer bir olay gibi durmuyor. Nitekim Rus polisi de bir süre, iki saldırganın hangi saikle böyle bir işe kalkıştığını çözmeye çalıştı.
Oysa bu eylemin tarihî önemi var. Çünkü saldırı Rusya'da “İslâm Devleti”nin "resmen" üstlendiği ilk eylem. (Daha önce sadece Dağıstan'daki bir-iki eylemin örgütle bağlantısından sözedilmişti.) İD, her zamanki rutinine uygun olarak Amak Ajansı aracılığıyla yayımladığı duyuruda, eylemi “savaşçılarının” yaptığını ileri sürdü. İki saat sonra da iddiasını kanıtladı, iki saldırganın İD’e biat videosunu yayımladı. Sputnik'e göre isimleri Salim İsrailov ile Osman Murdalov olan saldırganlar videoda ağır şiveli bir Rusça ile, örgüte biatlarını ilan ediyor, “Emir’imizin buyruğu altında Cihad yolunu tutuyoruz,” diyorlar.
Uzmanlar, videonun iki eylemcinin İD ile bağlantısını ortaya koyduğu, ancak eylemin örgüt tarafından düzenlenmediği izlenimini verdiği görüşünde.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)