“İslâm Devleti” örgütü (DAİŞ-IŞİD), el-Bab’da iki kişiyi “Fırat Kalkanı” harekâtı için çalıştıkları gerekçesiyle idam etti. Amed Afure ve Muhammed Afure, bu gerekçeyle yaklaşık iki ay önce tutuklanmışlardı.
Twitter’daki İD yanlısı hesapların birinden olay şöyle duyuruldu:
“Bugün Haçlı Köpeği Laik Dinsiz TCye Ajanlık YAPAN 2 MİT köpegi #albab ta gebertildi ! Allahu Akbar ! #sondakika”.
Aynı hesaptan, hemen hemen aynı zamanda “#fıratkalkanı #albab #akp #sondakika” başlıklarıyla iki fotoğraflı bir başka tweet daha atıldı: “Katil Zionist Askerleri ile Katil Haçlı Tasmalı Türk askerlerinin Ortak noktası !” İD yanlısı hesap sahibi, sözkonusu “ortak nokta”yı fotoğraflarla anlatmak istemişti. Fotoğraflardan birinde, muhtemelen omuzdan atmalı silaha ait bir mermi başlığı görülüyordu. Üzerine “El BAB’tan SEVGİLERİMLE #POLATLI#” yazılmıştı. Herhalde Polatlılı bir asker tarafından. Gazze saldırılarından hatırladığımız, dünyanın bir kısmında infial yaratmış öteki fotoğrafta ise, benzer roket başlıklarına “sevimli” yazılar yazan İsrailli çocuklar görülmekteydi.
[ EK / İD yanlısı çeşitli hesaplarda Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında kullanılan sıfatlar giderek ağırlaşıyor. Bunları hiçbirimizin kamu açık yerde alenen aktarması mümkün değil. ]
İD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
29 Aralık 2016 Perşembe
2 Eylül 2016 Cuma
Adnani'nin ölümü üzerine eski Nusra: "oh olsun"
Şam'ın Fethi Cephesi, eski adıyla El-Nusra Cephesi, yani danışıklı dövüşlü "bağımsızlık ilanı"ndan önce El-Kaide'nin Suriye kolu olan örgüt, "İslâm Devleti" örgütünün iki numarası Ebu Muhammed el-Adnani'nin (Taha Suphi Falaha) ölümü üzerine bir "oh olsun" açıklaması yaptı.
ŞFC'nin "dış medya ilişkileri direktörü", Mısır doğumlu Avusturalya vatandaşı Mustafa Muhammed, el-Adnani'nin öldürülmesi üzerine attığı ilk tweet'te şöyle dedi: "Adnani sadece uğursuz bir haydutlar grubunun sözcüsü değil, Cihat adına Müslümanların kökünü kazımanın da tutkulu bir savunucusuydu." (Burada İD'in istisna tanımaz tekfirciliğine açık eleştiri var. Yerlileşme, ittifaklar kurma, cihat için cepheyi genişletme derken, El-Kaide her fırsatta tekfirciliği eleştirmeye başladı.)
Belli ki şahane İngilizce'si ve sakin tavrı -daha önceki bir röportajdan biliyoruz- nedeniyle ŞFC önderliğince vitrine çıkarılmak üzere seçilen Mustafa Muhammed'in ikinci tweet'i de şöyle: "DAİŞ'in bir tiran kaybetmesi Müslümanlar için ancak iyi bir şey olabilir. Evet, Adnani'nin ölümünden memnuniyet duyan milyonlarca Müslüman'la beraberim."
ŞFC'nin "dış medya ilişkileri direktörü", Mısır doğumlu Avusturalya vatandaşı Mustafa Muhammed, el-Adnani'nin öldürülmesi üzerine attığı ilk tweet'te şöyle dedi: "Adnani sadece uğursuz bir haydutlar grubunun sözcüsü değil, Cihat adına Müslümanların kökünü kazımanın da tutkulu bir savunucusuydu." (Burada İD'in istisna tanımaz tekfirciliğine açık eleştiri var. Yerlileşme, ittifaklar kurma, cihat için cepheyi genişletme derken, El-Kaide her fırsatta tekfirciliği eleştirmeye başladı.)
Belli ki şahane İngilizce'si ve sakin tavrı -daha önceki bir röportajdan biliyoruz- nedeniyle ŞFC önderliğince vitrine çıkarılmak üzere seçilen Mustafa Muhammed'in ikinci tweet'i de şöyle: "DAİŞ'in bir tiran kaybetmesi Müslümanlar için ancak iyi bir şey olabilir. Evet, Adnani'nin ölümünden memnuniyet duyan milyonlarca Müslüman'la beraberim."
31 Ağustos 2016 Çarşamba
İD'in iki numarası öldürüldü
[ GÜNCELLEME / 31 AĞUSTOS / 15:25 ] Rusya Savunma Bakanlığı, el-Adnani'yi Rus jetlerinin öldürdüğünü açıkladı. Bakanlık, 29 Ağustos günü Su-34'lerin Maarat-um-Huş yöresini hedef alan bir bombardıman yaptıklarını, el-Adnani'nin bu bombardıman sonucu can veren kırk kadar İD militanı arasında bulunduğunu ileri sürdü Böylece hem ABD hem Rusya el-Adnani'yi öldürdüğünü iddia ediyor.
“İslâm Devleti” örgütünün hem sözcüsü hem de iç-dış istihbarat-operasyon birimi Emniyet’in şefi Ebu Muhammed el-Adnani öldürüldü. İD, resmî ajansı Amak aracılığıyla el-Adnani’nin öldüğünü resmen duyurdu. (Geceyarısına kadar toparlayabildiklerimi sunuyorum.)
Ebu Muhammed el-Adnani el-Şami, asıl adıyla Taha Suphi Falaha, İdlib doğumlu, yani Suriye’den gelme. Esas olarak Iraklılarca yönetilen İD’de en üst düzeydeki Suriyeli. 2002’den bu yana cihatçı. Amerikan işgali sırasında Irak’a geçmiş. Tâ Ebu Musab el-Zerkavi zamanından beri işin içinde. Bizzat Zerkavi’ye biat etmişliği ve onunla birlikte savaşmışlığı, adına ve kişiliğine cihatçılar âleminde simgesel bir nitelik kazandırdı. İlaveten, bugünün genç cihatçısının gözünde, 2014 Haziran'ında halifeliğin yeniden kuruluşunu ("İslâm Devleti"ni!), dolayısıyla Sykes-Picot Antlaşması'yla çizilen sınırların ortadan kalktığını dünyaya ilan eden sesin sahibidir.
Cihatçı örgütleri inceleyen ve yakından izleyen Fransız araştırmacı Romain Caillet, el-Adnani'nin karizmasının ve etkili konuşmalarının, özellikle IŞİD'in El-Kaide'den kopuşu sırasında pek çok militanın o tarafa değil bu tarafa meyletmesinde etkili olduğunu ileri sürüyor. Caillet, örgütün "halkla ilişkiler"inde el-Bağdadi ile el-Adnani arasında bir tür işbölümü olduğuna, "halife"nin daha yumuşak ve bağışlayıcı tavırlar takınmasına karşılık el-Adnani'nin örgütün "sert adam"ı rolü oynadığına dikkat çekiyor.
El-Adnani İD’in resmî sözcüsü olmasının yanısıra, istihbarat ve operasyon birimlerinin bağlı olduğu Emniyet teşkilatının da başındaydı. Dolayısıyla, dış operasyonlardan, yani örgütün Avrupa’daki, Türkiye’deki eylemlerinden de en üst düzeyde sorumlu olan kişiydi. Dünyanın çeşitli yerlerindeki cihatçılara “ille bizimle irtibat kurmayı, onay almayı beklemeyin, kendi eylemlerinizi yapın, dünyayı kâfirlere dar edin” diye seslenmiş, bunun üzerine pek çok yerde bireysel eylemler, katliamlar yapılmıştı.
“İslâm Devleti” örgütünün hem sözcüsü hem de iç-dış istihbarat-operasyon birimi Emniyet’in şefi Ebu Muhammed el-Adnani öldürüldü. İD, resmî ajansı Amak aracılığıyla el-Adnani’nin öldüğünü resmen duyurdu. (Geceyarısına kadar toparlayabildiklerimi sunuyorum.)
Ebu Muhammed el-Adnani el-Şami, asıl adıyla Taha Suphi Falaha, İdlib doğumlu, yani Suriye’den gelme. Esas olarak Iraklılarca yönetilen İD’de en üst düzeydeki Suriyeli. 2002’den bu yana cihatçı. Amerikan işgali sırasında Irak’a geçmiş. Tâ Ebu Musab el-Zerkavi zamanından beri işin içinde. Bizzat Zerkavi’ye biat etmişliği ve onunla birlikte savaşmışlığı, adına ve kişiliğine cihatçılar âleminde simgesel bir nitelik kazandırdı. İlaveten, bugünün genç cihatçısının gözünde, 2014 Haziran'ında halifeliğin yeniden kuruluşunu ("İslâm Devleti"ni!), dolayısıyla Sykes-Picot Antlaşması'yla çizilen sınırların ortadan kalktığını dünyaya ilan eden sesin sahibidir.
Cihatçı örgütleri inceleyen ve yakından izleyen Fransız araştırmacı Romain Caillet, el-Adnani'nin karizmasının ve etkili konuşmalarının, özellikle IŞİD'in El-Kaide'den kopuşu sırasında pek çok militanın o tarafa değil bu tarafa meyletmesinde etkili olduğunu ileri sürüyor. Caillet, örgütün "halkla ilişkiler"inde el-Bağdadi ile el-Adnani arasında bir tür işbölümü olduğuna, "halife"nin daha yumuşak ve bağışlayıcı tavırlar takınmasına karşılık el-Adnani'nin örgütün "sert adam"ı rolü oynadığına dikkat çekiyor.
El-Adnani İD’in resmî sözcüsü olmasının yanısıra, istihbarat ve operasyon birimlerinin bağlı olduğu Emniyet teşkilatının da başındaydı. Dolayısıyla, dış operasyonlardan, yani örgütün Avrupa’daki, Türkiye’deki eylemlerinden de en üst düzeyde sorumlu olan kişiydi. Dünyanın çeşitli yerlerindeki cihatçılara “ille bizimle irtibat kurmayı, onay almayı beklemeyin, kendi eylemlerinizi yapın, dünyayı kâfirlere dar edin” diye seslenmiş, bunun üzerine pek çok yerde bireysel eylemler, katliamlar yapılmıştı.
19 Ağustos 2016 Cuma
Moskova’da İD bağlantılı saldırı - bir ilk!
Biri baltalı, biri silahlı iki saldırgan önceki gün (17 Ağustos’ta) Moskova’nın 25 km kuzeydoğusunda, Şyolkovskoye otoyolu üzerindeki Başiha’da trafik polisi karakoluna saldırdı. Polislerden silah kapmayı başaran saldırganlar, çatışmada öldürüldü, ama öncesinde biri ağır iki polisi yaraladılar.
Sputnik, saldırganların 19 ve 21 yaşlarında Çeçen kökenli iki genç olduğunu yazdı.
Kanın gövdeyi götürdüğü bir dönemde bu saldırı ilk bakışta pek lafı edilmeye değer bir olay gibi durmuyor. Nitekim Rus polisi de bir süre, iki saldırganın hangi saikle böyle bir işe kalkıştığını çözmeye çalıştı.
Oysa bu eylemin tarihî önemi var. Çünkü saldırı Rusya'da “İslâm Devleti”nin "resmen" üstlendiği ilk eylem. (Daha önce sadece Dağıstan'daki bir-iki eylemin örgütle bağlantısından sözedilmişti.) İD, her zamanki rutinine uygun olarak Amak Ajansı aracılığıyla yayımladığı duyuruda, eylemi “savaşçılarının” yaptığını ileri sürdü. İki saat sonra da iddiasını kanıtladı, iki saldırganın İD’e biat videosunu yayımladı. Sputnik'e göre isimleri Salim İsrailov ile Osman Murdalov olan saldırganlar videoda ağır şiveli bir Rusça ile, örgüte biatlarını ilan ediyor, “Emir’imizin buyruğu altında Cihad yolunu tutuyoruz,” diyorlar.
Uzmanlar, videonun iki eylemcinin İD ile bağlantısını ortaya koyduğu, ancak eylemin örgüt tarafından düzenlenmediği izlenimini verdiği görüşünde.
Sputnik, saldırganların 19 ve 21 yaşlarında Çeçen kökenli iki genç olduğunu yazdı.
Kanın gövdeyi götürdüğü bir dönemde bu saldırı ilk bakışta pek lafı edilmeye değer bir olay gibi durmuyor. Nitekim Rus polisi de bir süre, iki saldırganın hangi saikle böyle bir işe kalkıştığını çözmeye çalıştı.
Oysa bu eylemin tarihî önemi var. Çünkü saldırı Rusya'da “İslâm Devleti”nin "resmen" üstlendiği ilk eylem. (Daha önce sadece Dağıstan'daki bir-iki eylemin örgütle bağlantısından sözedilmişti.) İD, her zamanki rutinine uygun olarak Amak Ajansı aracılığıyla yayımladığı duyuruda, eylemi “savaşçılarının” yaptığını ileri sürdü. İki saat sonra da iddiasını kanıtladı, iki saldırganın İD’e biat videosunu yayımladı. Sputnik'e göre isimleri Salim İsrailov ile Osman Murdalov olan saldırganlar videoda ağır şiveli bir Rusça ile, örgüte biatlarını ilan ediyor, “Emir’imizin buyruğu altında Cihad yolunu tutuyoruz,” diyorlar.
Uzmanlar, videonun iki eylemcinin İD ile bağlantısını ortaya koyduğu, ancak eylemin örgüt tarafından düzenlenmediği izlenimini verdiği görüşünde.
14 Temmuz 2016 Perşembe
Ömer el-Şişani bu sefer sahiden öldü
"İslâm Devleti" örgütünün en üst düzey komutanlarından Ömer el-Şişani'nin öldüğü örgüt tarafından da kabul edildi. Amak Ajansı el-Şişani'nin ölümünü resmen duyurdu. Böylece PKK komutanlarından -henüz iki gün önce yeni bir "öldürüldü" kampanyasına konu edilen- Bahoz Erdal, "öldürüldü" haberleri kulvarında tek başına kaldı. Çünkü el-Şişani, Erdal'la birlikte, hakkında en çok "öldürüldü" haberi çıkarılan isimlerdendi.
NE ZAMAN, NASIL? • El-Şişani'nin ne zaman nasıl öldüğüyle ilgili karanlık noktalar var. İD'in açıklamasıyla bunlar ortadan kalkmadı. ABD'li kaynaklar, Mart ayındaki bir hava saldırısı ertesinde el-Şişani'nin öldürüldüğünü açıklamışlar, ancak herhangi bir kanıt sunamamışlar, İD veya Irak veya Suriye'den herhangi bir başka kaynak da bunu doğrulamamıştı.
NE ZAMAN, NASIL? • El-Şişani'nin ne zaman nasıl öldüğüyle ilgili karanlık noktalar var. İD'in açıklamasıyla bunlar ortadan kalkmadı. ABD'li kaynaklar, Mart ayındaki bir hava saldırısı ertesinde el-Şişani'nin öldürüldüğünü açıklamışlar, ancak herhangi bir kanıt sunamamışlar, İD veya Irak veya Suriye'den herhangi bir başka kaynak da bunu doğrulamamıştı.
13 Haziran 2016 Pazartesi
Orlando Katliamcısı • Bilgiler, ayrıntılar, tahminler
Orlando katliamının faili hakkındaki ilk bilgiler, katilin "İslâm Devleti" örgütünden esinlenmiş veya örgütle bağlantı kurmaksızın kendini vazifeli sayıp onun adına harekete geçen bir "yalnız kurt" olabileceğine işaret ediyor.
İKİ DEFA SORGULANMIŞ • ABD'nin Florida eyaletinde, yaklaşık 260 bin nüfuslu Orlando şehrinde, eşcinsel kulübü Pulse'da, şu ana (13 Haziran, 15:00) kadar saptanabildiği kadarıyla kırk dokuz kişiyi öldüren, elli üç kişiyi yaralayan adamın adı, Ömer Metin. İD veya başka bir örgütle bağlantısı saptanabilmiş değil. Daha önce iki defa FBI tarafından böyle bir ihtimal üzerine sorgulanmış olmasına rağmen.
HABERLER SALLANTILI • Katilin İD ile bağlantısı ve örgütün katliamı üstlenmesine dair haberler fazlasıyla sallantılı. Öncelikle, İD'in haber ajansı Amak haberi bir "kaynak"a dayandırarak duyurdu, "Kaynağın Amak Ajansı'na bildirdiğine göre" diye verdi. Yine de Metin'in "İD savaşçısı" olduğunu ileri sürdü. Haberin duyulmasından sonra İD yanlıları saldırının Amerikalıların “kapı eşiğinde" (burunlarının dibinde) yapıldığını vurgulayan mesajlar yaymaya giriştiler. Ancak bunlar bir şeyi kanıtlamaz, bağlantısı, talimatı, bilgisi olmasa da örgüt prestij için eylemi kendi yapmış gibi davranabilir. Ayrıca, İD zaten dünyanın her yerindeki destekçilerine "bizden talimat beklemeyin, kendiniz harekete geçin" diyor. Bu doğrultuda, katilin eylemden önce polisi arayıp İD'e bağlılığını bildirmiş olduğu ileri sürülüyor.
İKİ DEFA SORGULANMIŞ • ABD'nin Florida eyaletinde, yaklaşık 260 bin nüfuslu Orlando şehrinde, eşcinsel kulübü Pulse'da, şu ana (13 Haziran, 15:00) kadar saptanabildiği kadarıyla kırk dokuz kişiyi öldüren, elli üç kişiyi yaralayan adamın adı, Ömer Metin. İD veya başka bir örgütle bağlantısı saptanabilmiş değil. Daha önce iki defa FBI tarafından böyle bir ihtimal üzerine sorgulanmış olmasına rağmen.
HABERLER SALLANTILI • Katilin İD ile bağlantısı ve örgütün katliamı üstlenmesine dair haberler fazlasıyla sallantılı. Öncelikle, İD'in haber ajansı Amak haberi bir "kaynak"a dayandırarak duyurdu, "Kaynağın Amak Ajansı'na bildirdiğine göre" diye verdi. Yine de Metin'in "İD savaşçısı" olduğunu ileri sürdü. Haberin duyulmasından sonra İD yanlıları saldırının Amerikalıların “kapı eşiğinde" (burunlarının dibinde) yapıldığını vurgulayan mesajlar yaymaya giriştiler. Ancak bunlar bir şeyi kanıtlamaz, bağlantısı, talimatı, bilgisi olmasa da örgüt prestij için eylemi kendi yapmış gibi davranabilir. Ayrıca, İD zaten dünyanın her yerindeki destekçilerine "bizden talimat beklemeyin, kendiniz harekete geçin" diyor. Bu doğrultuda, katilin eylemden önce polisi arayıp İD'e bağlılığını bildirmiş olduğu ileri sürülüyor.
17 Şubat 2016 Çarşamba
İD, Kürtlere karşı kimyasal silah kullandı
Kimyasal Silahları Önleme Örgütü (OPCW), “İslâm Devleti”nin (İD) Kürtlere karşı kimyasal kullandığını tesbit etti. 2014 Ekim’inde Erbil’in güneybatısındaki çarpışmalar sırasında Kürt tarafında otuz beş kişide görülen rahatsızlıklar, soruşturma gereğini doğurmuş, askerlerin üzerinden alınan örnekler üzerinde laboratuvar incelemesi yapılmıştı.
Sonunda “sülfür hardal” denen gazın kullanıldığı saptandı. Sülfür hardalın başka şeyle karıştırılması mümkün değil, çünkü bu, birinci sınıf kimyasal silahlar listesindeki bir madde ve savaş alanı dışında kullanımı neredeyse yok.
Bu, Saddam’ın devrilmesinden beri Irak’ta tesbit edilen ilk kimyasal silah kullanımı. Haliyle, “İslâm Devleti”nin sülfür hardalı nereden bulduğu sorusu doğdu. Acaba Suriye elindeki kimyasal stokunun tamamını teslim etmedi de bir kısmı İD’in eline mi geçti yoksa bir kısmını zaten çalmışlar mıydı veya Irak’ta Amerikalıların temizleyemediği bir kısım madde mi kalmıştı? Bu ihtimaller ortaya atıldı.
Bunlar geçersiz görünüyor. Biyoloji ve kimyasal savaş alanının uzmanlarından biri, Hamish de Bretton-Gordon, İD’in kullandığı bu kimyasal silahı Musul’da bizzat ürettiği görüşünde: İhtiyaçları olan her şey ve bunu becerebilecek uzmanlar ellerinde, dedi Newsweek’e.
Sonunda “sülfür hardal” denen gazın kullanıldığı saptandı. Sülfür hardalın başka şeyle karıştırılması mümkün değil, çünkü bu, birinci sınıf kimyasal silahlar listesindeki bir madde ve savaş alanı dışında kullanımı neredeyse yok.
Bu, Saddam’ın devrilmesinden beri Irak’ta tesbit edilen ilk kimyasal silah kullanımı. Haliyle, “İslâm Devleti”nin sülfür hardalı nereden bulduğu sorusu doğdu. Acaba Suriye elindeki kimyasal stokunun tamamını teslim etmedi de bir kısmı İD’in eline mi geçti yoksa bir kısmını zaten çalmışlar mıydı veya Irak’ta Amerikalıların temizleyemediği bir kısım madde mi kalmıştı? Bu ihtimaller ortaya atıldı.
Bunlar geçersiz görünüyor. Biyoloji ve kimyasal savaş alanının uzmanlarından biri, Hamish de Bretton-Gordon, İD’in kullandığı bu kimyasal silahı Musul’da bizzat ürettiği görüşünde: İhtiyaçları olan her şey ve bunu becerebilecek uzmanlar ellerinde, dedi Newsweek’e.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)