Referandum 2017 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Referandum 2017 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Nisan 2017 Perşembe

"Hayır ve Ötesi"nin açıklaması • Vaziyet vahim

Hayır ve Ötesi inisiyatifinin referandum sonuçlarına ilişkin açıklamasını olduğu gibi sunuyorum. 961 sandıkta oylarının tamamının evet çıktığını, bu sandıkların yaklaşık üçte birinde seçmenlerinin eksiksiz hepsinin gidip oy atmış göründüğünü, Viranşehir'de birçok seçmenin imzasının tek elden çıkma olduğunu belirtmekle yetineyim. Açıklama şöyle:
İki ay boyunca yaptığımız çalışmalar süresince "Sandık Bize Emanet" demiştik. Gereğini yerine getirmenin gönül rahatlığıyla bu ön raporu bilgilerinize sunuyoruz.

16 Nisan 2017 Pazar günü yapılan Anayasa Değişikliği Halk oylaması ile ilgili olarak; emaneti sahiplenen gönüllülerimizden gelen ve halihazırda toplam kullanılan oyların yaklaşık yüzde 25’ine karşılık gelen tutanak bilgileri Hayır ve Ötesi veri sistemine kaydedilmiş durumdadır. Veri girişi işlemleri ve seçmen sandığı bazında veri analiz çalışmaları aynı titizlikle devam etmektedir.

Bu çerçevede, Hayır ve Ötesi gönüllülerinin temin ettiği ve veri sistemine girişi yapılan ıslak imzalı sandık sonuç tutanakları tek tek incelenmiş; YSK verileriyle birlikte değerlendirilmek suretiyle aşağıdaki tespitler yapılmıştır. Bu tespitler ön çalışma sonuçları olup, detay ve tam kapsamlı rapor tamamlanmasının hemen akabinde kamuoyunun dikkatine ayrıca sunulacaktır.

Tespit 1

YSK verilerine, aşağıda örnekleri de verilen, başta Şanlıurfa’nın Akçakale, Viranşehir, Hilvan ve Muş’un Hasköy, Yozgat’ın Çekerek ilçeleriyle, Sakarya’nın Akyazı ilçesi olmak üzere; 961 adet seçmen sandığında kullanılan oyların tamamı, yani yüzde 100’ü EVET mühürlü olup, HAYIR mühürlü oy adet ve yüzde olarak SIFIR’dır.

1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinde, ihmal edilemeyecek derecede muhalefet partisi seçmenine sahip olduğu anlaşılan söz konusu sandıklardaki bu sonuç, hayatın olağan akışına ters olarak değerlendirilmektedir.

19 Nisan 2017 Çarşamba

Kayyım atanan yerlerde Kürt oyları

Belediyelerinden seçilmiş insanların sürüldüğü, kiminin hapse atıldığı, yerlerine kayyım atanan 72 belediyenin 55’inde hayır çıktı.

Diyarbakır’da (bütün şehir) % 67,6,
Sur’da % 64,9,
Kayapınar’da % 69,1,
Van/Özalp’te % 78,6,
Başkale’de % 81,4,
Saray’da % 71,6,
Mardin/Nusaybin’de % 78,9,
Hakkâri’de % 72,6,
Şırnak/Cizre’de % 80,8,
Uludere’de % 70,6,
Batman’da % 67,9,
Ağrı/Diyadin’de % 68,1,
Doğubeyazıt’ta % 76,2,
Erzurum/Karayazı’da % 60,
Iğdır/Tuzluca’da % 61,9,
Muş/Bulanık’ta % 72,1,
Varto’da % 86,
Malazgirt’te % 71,5,
Dersim’de % 85,8,
Mersin/Akdeniz Belediyesi’nde % 76,3,
Kars/Digor’da % 71,2 oranlarındaki hayır oyları göze çarpıyor.

Kayyım atanan yerlerin 17’sinde evet çıktı:

Diyarbakır/Hani’de % 56,1’le,
Van/Gürpınar’da % 53,4’le,
Bahçesaray’da % 68’le,
Mardin/Artuklu’da % 58,2’yle,
Ömerli’de % 60,9’la,
Savur’da % 50,4’le,
Batman/Gercüş’te % 61,6’yla,
Siirt/Baykan’da % 53’le,
Ağrı/Tutak’ta % 56,5’le,
Erzurum/Hınıs’ta % 51,3’le,
Urfa/Viranşehir’de % 58,2’yle,
Bozova’da % 65,6’yla,
Bitlis’te % 60’la,
Mutki’de % 86,4’le (bu rekor!),
Hizan’da % 67,4’le,
Güroymak’ta % 56’yla,
Elazığ Karakoçan’da % 57,8’le.

Kürt illerinde, yakın zamanda yaşananlar, tehditler, birçok yerde sandıkların çevresinde polisin, jandarmanın, özel harekâtçıların, korucuların bulunması, rahat oy kullanamayıp geri dönen yurttaşların olmasının yanısıra oy verme ve sayım işlemleri sırasında tuhaf işler döndüğü yolunda güçlü şüpheler var. Tek bir hayır oyunun bile çıkmadığı, evet’lerin blok halinde bulunduğu sandıklar, meşhur mühürsüz zarflar gani. Kapısında sivil bir adamın kaleşnikofla beklediği "evet'çi" sandık fotoğrafı bile gördük.

Son iki yılda yaşanan maddî-manevî yıkım sürecine rağmen, özellikle kayyım atanmış yerlerde Kürtlerin boşvermedikleri, koyvermedikleri görülüyor. Gidip hayır oylarını atmışlar.

Buna rağmen, Türkiye’nin batısındaki muhaliflerin bir kısmına yaranamadılar. Referandumun hemen ertesi günü, “Erdoğan Kürtler sayesinde kazandı” muhabbetleri başladı. Artık epeyce sinir bozan ve pek tedavi edilebilir de gözükmeyen bu pişkin ve küstahça tavır hakkında uzun boylu konuşacak laf yok. İzan ve utanma arlanma duygusu sonradan kazanılamıyor demek ki.

10 Nisan 2017 Pazartesi

Gölgeler'i sevmeyen Üç Hilal'ci RTE'ci

Şahsın esrarını çözemedim. Ama gayret ettim. 9 Nisan Pazar günü, İstiklâl Sokağı'nda yürümekteydim. Hayır, yanlış yazmadım, caddesi değil; Şişli'de, Cumhuriyet gazetesinin de bulunduğu sokak. Cevahir AVM yapılırken nasıl olduysa yıkılmayan, böylelikle belki de ülkemizde kıymeti bilinen üç-beş parça eski eşya arasına girebilen sâbık İETT garajı idare binasına karşı kaldırımdan azıcık baktıktan sonra başımı çevirdim ve ilk eserle karşılaştım.


Gerçi sokağa girip azıcık ilerleyince şahsın ortalıkta sağlam "hayır" panosu bırakmamaya kararlı olduğu görülüyordu.


Ya da belki, "iş"in üzerine "iş" bindirerek, güncel sanatta yaygın bir tutumu paylaşıyordu.


İlk eseri gördüğümde, R.T.E. sevgisini yaldızlı boyayla dile getiren kimsenin duvara MHP'nin üç hilalini çizmesini yadırgamamış, İslâmcılığın milliyetçilik ve ırkçılıkla mâhut buluşmasının somut, bireysel tezahürü saymıştım. Veya Ülkücüleri Evet'e gazlamaya çalışan bir AKP'li. Aklıma daha çok takılan, şahsın "Gölgeler"den ne istediğiydi. Üç hilal'le R.T.E.'yi duygu dünyasında biraraya getirebilmiş "Reisçi" şahıs, "Gölgeler"de bu dünyaya yabancı birşeyler bulmuş olmalıydı.


Sezmişti, hissetmişti, bir şey olmuştu... "Gölgeler"i, varlığından rahatsız olduğu birilerinin dünyasından gelme işaret saydı. Sokakta gezmeye bile hakları olmadığı halde duvarlara birşeyler çizenlerin... Yoksa her gördüğü yerde üzerlerine niye üç hilal çizsin, değil mi? Ya da belki, hiç alâkası yok, sadece elindeki yaldız boyanın siyah zemin üzerinde daha fiyakalı gözükeceğini düşündü.