Şahsın esrarını çözemedim. Ama gayret ettim. 9 Nisan Pazar günü, İstiklâl Sokağı'nda yürümekteydim. Hayır, yanlış yazmadım, caddesi değil; Şişli'de, Cumhuriyet gazetesinin de bulunduğu sokak. Cevahir AVM yapılırken nasıl olduysa yıkılmayan, böylelikle belki de ülkemizde kıymeti bilinen üç-beş parça eski eşya arasına girebilen sâbık İETT garajı idare binasına karşı kaldırımdan azıcık baktıktan sonra başımı çevirdim ve ilk eserle karşılaştım.
Gerçi sokağa girip azıcık ilerleyince şahsın ortalıkta sağlam "hayır" panosu bırakmamaya kararlı olduğu görülüyordu.
Ya da belki, "iş"in üzerine "iş" bindirerek, güncel sanatta yaygın bir tutumu paylaşıyordu.
İlk eseri gördüğümde, R.T.E. sevgisini yaldızlı boyayla dile getiren kimsenin duvara MHP'nin üç hilalini çizmesini yadırgamamış, İslâmcılığın milliyetçilik ve ırkçılıkla mâhut buluşmasının somut, bireysel tezahürü saymıştım. Veya Ülkücüleri Evet'e gazlamaya çalışan bir AKP'li. Aklıma daha çok takılan, şahsın "Gölgeler"den ne istediğiydi. Üç hilal'le R.T.E.'yi duygu dünyasında biraraya getirebilmiş "Reisçi" şahıs, "Gölgeler"de bu dünyaya yabancı birşeyler bulmuş olmalıydı.
Sezmişti, hissetmişti, bir şey olmuştu... "Gölgeler"i, varlığından rahatsız olduğu birilerinin dünyasından gelme işaret saydı. Sokakta gezmeye bile hakları olmadığı halde duvarlara birşeyler çizenlerin... Yoksa her gördüğü yerde üzerlerine niye üç hilal çizsin, değil mi? Ya da belki, hiç alâkası yok, sadece elindeki yaldız boyanın siyah zemin üzerinde daha fiyakalı gözükeceğini düşündü.
MHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
10 Nisan 2017 Pazartesi
14 Aralık 2015 Pazartesi
Bir fotoğraf, iki soru
Bu fotoğraf Twitter'da, devletin silahlı birimleriyle yakın ilişkisinden şüphe duyulamayacak bir hesaptan paylaşıldı. Cizre ve Silopi'de, Diyarbakır'da kan dökülmesinden korkarak, oturmuş felaket beklediğimiz saatlerde. Şöyle bir mesaj eşliğinde: "Esedullah geldi, hazır mıyız hevaller?"
Bu ülkede devlet ne durumlara düştü, buna da düşer. Üstüne laf söylemek dahi gereksiz. Sadece iki sorum var. İki grup insana. Sorulardan belli olacağı için grupları da tarife çalışmayayım.
1. Devlet böyle bir şey midir?
2. MHP sivil bir siyasî parti midir?
Cevaplarla benim yapabileceğim bir şey yok. Bunların Ankara'ya iletilmesi daha faydalı olacaktır zannediyorum.
Bu ülkede devlet ne durumlara düştü, buna da düşer. Üstüne laf söylemek dahi gereksiz. Sadece iki sorum var. İki grup insana. Sorulardan belli olacağı için grupları da tarife çalışmayayım.
1. Devlet böyle bir şey midir?
2. MHP sivil bir siyasî parti midir?
Cevaplarla benim yapabileceğim bir şey yok. Bunların Ankara'ya iletilmesi daha faydalı olacaktır zannediyorum.
28 Ekim 2015 Çarşamba
"Yüzde 60 bloku"nun MHP'si
Ömer Faruk Gergerlioğlu, P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu'nun organizasyonuyla Kayseri'ye giden ekipteydi ve izlenimlerini derleyip blogunda yayımladı. Kayseri'nin seçim öncesi havası için tamamını okuyun. Ben burada yalnız MHP Kayseri 1. sıra adayı, eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun dediklerinden bir kısmını aktaracağım. Bazılarımız çok genç olduğu, 1980 öncesini, hattâ ’90’ları yaşamamış bulunduğu, bazılarımız şuursuz, bazılarımız da düpedüz oportünist olduğu için hâlâ halledilmemiş bir "MHP nedir?" konusu var ya; o bakımdan; bir. İki de şu: Ortalama kafa yapımız bunlara ne uzaklıkta?
6 Temmuz 2015 Pazartesi
Ne güzel komşumuzdun sen Devlet Bey...
Radikal, 02.07.2015
Hay Allah, muhayyel muhalefet ittifakının çelik halkası, müstakbel aydınlık, demokratik Türkiye'nin başlıca güvencesi Milliyetçi Hareket Partisi nasıl da demokrasi mücadelesine ihanet etti! O Devlet Bahçeli yok mu Devlet Bahçeli! Nasıl da AKP yancılığı yaptı! Halbuki halkımız MHP'den neler bekliyordu!..
Bildiğin Başbuğ (Führer) önderliğinde, devletin en karanlık ve kıyıcı derin hücreleriyle koordinasyon içerisinde örgütlenmiş bir parti olabilir, ne var? Memleketin çeşitli yerlerine kurulan komando kamplarında profesyonel dövüşçüler, katiller yetiştirilmiş, bunlar partinin saflarında ortalığa salınmış olabilir, sorun mu? Sokaklarda binlerce insan öldürmüş, Anadolu şehirlerinde Alevî katliamları tertiplemiş olabilirler, sakıncası mı var?
Yok. Niye? Çünkü Devlet Bahçeli onları sokağa salmıyor, bizi öldürtmüyor. Aferin! Kendilerini tebrik ediyoruz. Hakikaten, 1980 sonrasında şöyle ağız tadıyla bir elli-yüz kişi öldürdükleri katliam yok. (Bugün bir yıldönümünde daha kurbanlarımızı andığımız Sivas Katliamı doğrudan onların eseri değildi; muhtemelen büyük ölçüde, Sivas esas olarak BBP'li olduğu için.)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)