Ordu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ordu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Temmuz 2016 Cumartesi

"Bu jargon bizde ihtilali çağrıştırır"

Darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı yakalamak veya öldürmek maksadıyla Marmaris'te kaldığı otele baskın düzenleyen birliğin başında Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş vardı. ("Amacımız öldürmek değildi, yakalayıp götürecektik" diyor.) Sönmezateş, belki biliyorsunuz, "Darbeciyim, ama asla FETÖ'cü değilim," diyen subay. İfadesinde fazlasıyla ilginç bölümler var. Ben burada sadece birine dikkat çekeceğim.

7 Ağustos 2015 Cuma

Askerin ne düşündüğünü yeniden sorarken...

Radikal, 06.08.2015

Hürriyet Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek'in 4 Ağustos'ta yayımlanan haber-analizi (“Çözüm süreci nereye gidiyor?”), uzun zamandır unuttuğumuz “Asker ne düşünüyor?” sorusunu bize hatırlattı. Genç subaylar mı rahatsız, paşalar mı endişeli, düşünmez olmuştuk. Bunların yerine, abus suratlı, cahil ve küstah sivillerden hangisinin göze girdiği, hangisinin gözden düştüğüyle, millî iradeyi şahsında cisimleştiren muktedirin kimi hangi sancağa göndereceği, kimin boynunu urduracağıyla meşgûldük.

Yakın zamana kadar bu yine de tercih edilir bir durumdu, zira sivil muktedirleri seçimle devirebilme umudumuz vardı. İyi kötü işleyen seçimli parlamentolu bir rejimimiz vardı ne de olsa. Parti binalarına, toplantılarına, mitinglerine linççi kalabalıkları saldırtsak da, insanlarını öldürtsek, bombalatsak da, seçime girip barajı aşabilen -toplumsal- muhalefet partisi çıkarabiliyorduk. Mutlak muktedirleri Meclis çoğunluğundan edebiliyorduk.

25 Mart 2015 Çarşamba

Yeni kamplaşma bildik eski formülle mi olacak?

Radikal, 24.03.2015



Dünün gürültü patırtısı hakikaten “gelmiş geçmiş...” sıralamasında üst sıralara layıktı. Bu nasıl bir pazartesi? Kırmızı? Yeşil? Alacalı bulacalı? Üstüne hâlâ Newroz'un kırmızı-yeşil-sarısı düşüyor, bir yandan da siyahlar, griler... Şunu yıllardır iddia ederim: Türkiye'nin bir haftasından, diyelim bir Alman gazetesine bir yıllık manşet çıkar.

Haftaya yurttan karışık canhıraş seslerle başladık. Hükümet propaganda aygıtından elemanların “büyü bozuluyor” hayıflanmalarıyla “elverin beyler!” çağrıları birbirine karıştı. Saray muhafız alayı komutanlığına soyunan Melih Gökçek'in isyan lideri Bülent Arınç’a savurduğu tehditli hakaretli bumeranglar henüz havadayken, bir kısmı Hıristiyan veya Budist olmasa bütün dünyayı tek başına gütme peşindeki cumhurbaşkanı başkalarını “koltuk sevdası”yla itham etti. (Gökçek'in merdivendeki kıyafet balosuna çok yakışacağına itiraz edeni ciddiye bile almam.)

Ve tabiî kendisine böylesine sağlam bir çoğunluk iktidarı bahşetmiş vaziyetin, bütün patırtıya rağmen, bilincinde olduğunu gösterdi: “Marjinal ateistler bizi anlayamaz,” dedi.