Rakka'da "eski şehir"i çevreleyen sur iki yerinden aşıldı ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları içeri girdi. 2,5 kilometrelik suru DAİŞ bir savunma hattı olarak kullanıyordu ve surlardaki gedikleri mayınlamışlar, surun pek çok yerini patlayıcılarla, tuzaklarla donatmışlardı. Bu yüzden koalisyon uçakları surlarda "kendi gediklerini" açıyorlar. Uluslararası koalisyonun merkez komutanlığı, tarihî surun olabildiğince büyük kısmını koruyabilmek için de bu yöntemi tercih ettiklerini açıkladı.
SDG'nin surlardan girmesi, Rakka şehir savaşında dönüm noktası olacak ve bundan sonrası daha da kanlı geçecek.
Operation Inherent Resolve
Bu vesileyle, şu komutanlığın adını Türkçe'de nasıl yazacağımıza dair birkaç söz. İsim ilk konduğunda gazeteciler arasında doğru dürüst bir tartışma geçmiş miydi, açıkçası hatırlamıyorum. Olduysa, biri hatırlatırsa özür dileyip aktarırım.
İngilizce orijinal adı Combined Joint Task Force - Operation Inherent Resolve, kısaltması CJTF-OIR olan "şey" şimdiye kadar çok çeşitli ve birbiriyle alâkasız kelime bileşimleriyle çevirilip kullanıldı. Özellikle harekâtın adı, Türkçe okuyup yazan insanlara tarih boyunca en çok mesele çıkarmış terimlerden biri olarak kayıtlara geçti. "Operation Inherent Resolve" için şimdiye dek, "Öz Kararlılık Harekâtı", "İç Çözüm Harekâtı", "Azimli Kararlılık Harekâtı", "Kökten Kararlılık Operasyonu", "Öz Çözüm Operasyonu", "Kararlı Çözüm Operasyonu", "İçsel Çözüm Operasyonu", "Doğal Kararlılık Harekâtı" karşılıkları kullanıldı. "Kökten Çözüm Harekâtı", ne kadar doğru olurdu, bilemiyorum, ama hem anlamlı hem münasip karşılık olabilirmiş. Lâkin TC Dışişleri Bakanlığı "Özgün Kararlılık Harekâtı"nı kullandığı için bunu tercih etmek daha akla yakın. Aksi halde tartışmanın harekâtın bitiminden sonraki onyıla uzanması muhtemel.
Rakka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rakka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4 Temmuz 2017 Salı
27 Ekim 2016 Perşembe
Beyaz Saray'a göre öyle bir mevzu geçmemiş
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın ordusu ve desteklediği silahlı gruplar marifetiyle Suriye'de girişeceği operasyonlara dair net konuştu. Erdoğan, önce El-Bab'a yürüneceğini, Menbic'ten YPG'nin çıkmaması halinde oraya girileceğini, El-Bab harekâtının Rakka'ya uzanacağını ileri sürdü. Başbakan Binali Yıldırım ve Millî Savunma Bakanı Fikri Işık da bu iddiaları destekler mahiyette sözler ettiler.
Söylenenlere bakarsak, ortada bir harekât planı var, ötesi berisi düşünülmüş; üstelik Ankara mevcut şartlarda bu planı uygulayabilecek ilişkileri kurmuş, onayları almış veya, dahası, bunu tek başına uygulayabilecek kudret ve imkâna sahip.
Cumhurbaşkanı ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sanki yarın sabah kalkışacağı bu harekâta ilişkin sözkonusu plandan ABD Başkanı'nı da haberdar ettiğini açıkladı. Erdoğan telefonla görüştüğü Obama'ya bunları söylemiş. Obama ne cevap vermiş? "Buyurun tabiî, durduğunuz kabahat" mi demiş? Veya, "katiyen olmaz" diye itiraz mı etmiş? Bilmiyoruz. Cumhurbaşkanı açıklamadı.
Beyaz Saray'a bakılırsa açıklayamazmış zaten. Zira Erdoğan bize "ona söyledim" dediği şeylerden Obama'ya sözetmemiş, Foreign Policy'nin aktardığına göre. Beyaz Saray'dan sözkonusu telefon görüşmesine dair yapılan açıklama, "El-Bab'a gireriz, Menbic'ten çıkarız, sonra ver elini Rakka" yollu hiçbir şey içermiyor. Bunlar konuşulduğu halde Beyaz Saray "o mevzu geçmedi" der mi?
Söylenenlere bakarsak, ortada bir harekât planı var, ötesi berisi düşünülmüş; üstelik Ankara mevcut şartlarda bu planı uygulayabilecek ilişkileri kurmuş, onayları almış veya, dahası, bunu tek başına uygulayabilecek kudret ve imkâna sahip.
Cumhurbaşkanı ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sanki yarın sabah kalkışacağı bu harekâta ilişkin sözkonusu plandan ABD Başkanı'nı da haberdar ettiğini açıkladı. Erdoğan telefonla görüştüğü Obama'ya bunları söylemiş. Obama ne cevap vermiş? "Buyurun tabiî, durduğunuz kabahat" mi demiş? Veya, "katiyen olmaz" diye itiraz mı etmiş? Bilmiyoruz. Cumhurbaşkanı açıklamadı.
Beyaz Saray'a bakılırsa açıklayamazmış zaten. Zira Erdoğan bize "ona söyledim" dediği şeylerden Obama'ya sözetmemiş, Foreign Policy'nin aktardığına göre. Beyaz Saray'dan sözkonusu telefon görüşmesine dair yapılan açıklama, "El-Bab'a gireriz, Menbic'ten çıkarız, sonra ver elini Rakka" yollu hiçbir şey içermiyor. Bunlar konuşulduğu halde Beyaz Saray "o mevzu geçmedi" der mi?
29 Şubat 2016 Pazartesi
"İslâm Devleti" isyancı Hollandalıları affetmedi
Rakka Sessizce Katlediliyor grubundan “Ebu Muhammed” takma adlı aktivist gazetecinin bildirdiği bir olayı Hollandalı gazeteci Harald Doornbos (@HaraldDoornbos) çevirip seri mesajlar halinde aktardı. Ben de biraraya getirip size aktarıyorum. [Bu yazıyı tamamlayıp link için Rakka Sessizce Katlediliyor'un sitesine baktığımda, İngilizce çevirisini de koymuş olduklarını gördüm! Şurada. İD'in infaz gündeminde kendi bakanı da var.]
Rakka’da, “İslâm Devleti” örgütünün Hollanda’dan gelme militanları, sayıları çok olduğundan, kendi başlarına bir grup oluşturmuşlar, beraber takılıyorlar. Avrupa'dan gelme, daha çok Fas kökenli başka militanları da yanlarına katmışlar. Aşağı yukarı yetmiş beş kişilik bu grup, bir binicilik kulübü tesislerinde, kendine etraftan tecritli bir kamp ortamı oluşturmuş. İD merkezinden emir almayı ve emirlere uymayı sürdürüyorlar, yine de Iraklı komutanlarla aralarında bariz gerilim var.
Bir ay kadar önce, İD’in güvenlik için devriye gezen ekiplerinden biri binicilik kulübüne gelip, öbürlerini kaçmaya teşvik ettiği gerekçesiyle Hollandalı ekipten birini gözaltına almış. Yakaladıkları, sahiden de İD bölgesinden kaçmayı düşünen çok genç yaştaki bir militanmış. İD “inzibatı”, sonra iki kişiyi daha gözaltına almış. Ertesi gün, İD istihbaratının bunlardan birini sorguda döverken öldürdüğü ortaya çıkmış.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)