24 Kasım 2017 Cuma

ABD-Flynn: Başımıza yeni belalar açılacak

ABD'de, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren kritik bir gelişme oldu. Başkan Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı yaptığı, Rusya ile ilişkileri konusunda yalan söylediği ortaya çıktığı için yirmi dört gün sonra görevden almak zorunda kaldığı emekli general Michael Flynn, Beyaz Ev'le bağını kopardı, muhtemelen, Trump ekibi hakkında yürütülen "Rusya bağlantısı" soruşturması kapsamında savcıyla işbirliği yapıyor. Flynn'in avukatları, Trump'ın avukatlarıyla bilgi paylaşmayı kestiklerini açıkladılar. Bunun anlamı, yüzde doksan, bilgi paylaşan taraflardan birinin savcıyla işbirliğine yönelmiş olması. Savcı da, ABD'de olan biteni azıcık izleyen bilir, eski FBI başkanı Robert Mueller.

ABD ordusunun istihbarat örgütüne (DIA) başkanlık yapmış, başkanlık seçimi sürecinde Trump ekibinin kalbinde yeralmış emekli korgeneralin itirafçı konumuna geçmesi, Trump ekibinin başına büyük belalar açacaktır. Ancak Türkiye'nin konuyu yalnız bu yüzden önemseme lüksü yok, zira Flynn Ankara'nın özellikle Fethullah Gülen'e karşı lobi işleri için tuttuğu en üst düzeydeki eleman. Bir iddiaya göre, birinde Enerji Bakanı Berat Albayrak ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da bulunduğu iki toplantıda, bu emekli generalle, Gülen'i ABD'den "kaçırma" ihtimali konuşuldu. Bu iddianın sahibi, eski CIA başkanı R. James Woolsey! Gülen aleyhinde yazı yazıp yayımlatan Flynn'e, Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) Yürütme Kurulu Başkanı Ekim Alptekin'in Hollanda'da kurulu firması aracılığıyla beş yüz küsur bin dolar ödendiği belgelendi. Sözkonusu -iddia konusu- ikinci toplantıda Flynn'e "kaçırma" organizasyonu için on beş milyon dolar teklif edildiği de söylendi, ama bunun için henüz yeterli tanık ifadesinden haberdar olmadık. Flynn de avukatı aracılığıyla bu iddiayı reddetti.

Velhâsıl, Flynn özel yetkili savcı eski FBI başkanıyla işbirliğine girdiyse -ki, karşı karşıya olduğu suçlamalar gözönüne alındığında kendisinin başka şansı yok, aksi halde muazzam hapis cezalarına çarptırılabilir-, bundan Türkiye ile ilgili sonuçlar da çıkacağı kesin. Eğer "kaçırma planı" iddiası doğruysa, Ankara'daki birtakım yetkililer, Rıza Zarrab davası dışında, başka bir davanın şüphelileri haline gelebilirler.

Flynn, kahramanı olduğu veya çevresinde dönen işler nedeniyle çok ilginç bir figür. Ve bundan böyle Türkiye'de adı daha sık geçecek. Bu adam üzerine Mart ayında bir dizi hazırlamıştım, yedi gün üstüste Duvar'da yayımlanmıştı. Göz atmanızı tavsiye ederim.

17 Kasım 2017 Cuma

Osman'ın avukatlarından karşı adım

Osman Kavala'nın avukatları, haber kılığındaki uyduruk ve yalanlara karşı girişimlere başladı. Yaptıkları duyuru şöyle:
Geçtiğimiz günlerde, bir takım yazılı ve görsel medya organlarında yer alan, ‘Osman Kavala Henri Barkey ile 93.5 saat görüştü’ şeklindeki sistemli, tamamıyla gerçekdışı ve soruşturmanın gizliliğini ihlal eden nitelikteki haber ve yayınların sorumluları olan kişi ve kurumlar hakkında gerekli yasal süreçleri başlattığımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.

Osman Kavala ile ilgili gelişmeleri ve uyduruk-yalan olmayan bilgileri takip edebileceğiniz sayfa ve hesaplar şunlar:

www.osmankavala.org
https://www.facebook.com/FreeOsmanKavala/
https://twitter.com/FreeOsmanKavala

11 Kasım 2017 Cumartesi

Osman'ın avukatlarının yeni tezvirata cevabı

Arkadaşım Osman Kavala'nın avukatları, Osman hakkında iktidar propaganda aygıtının sürdürdüğü kara çalma-iftira kampanyası kapsamında sergilediği yeni marifetler üzerine bir açıklama yaptılar. Şöyle:
Bir kısım yazılı ve görsel medya organlarında, müvekkilimiz Osman Kavala ile ilgili yer alan asılsız, hukuka aykırı ve toplumsal algıyı yönlendirmek ve yönetmek amacına hizmet edebilecek maksatlı haberler üzerine, bu açıklamayı yapmak zorunlu hale gelmiştir.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; söz konusu haberlerde yer alan içerikler, mahkeme sorgusunda yer almayıp, polis sorgusunda müvekkil ile emniyet görevlileri arasında geçen ve soruşturmaya konu olan diyalog ve ibarelerdir. Soruşturma, kamuoyunun da bilgisi dahilinde olduğu üzere, “gizlilik” esasıyla yürütülmektedir. Dolayısıyla bu haberler açıkça “suç” teşkil etmektedir, gereği tarafımızdan derhal yapılacaktır. 
Söz konusu haberlerde adı geçen kişiyle Osman Kavala’nın yoğun bir telefon trafiği ve görüşmelerinin olduğuna dair ifadeler doğru değildir. Zira Osman Kavala’ya yöneltilen iddialar telefon görüşmelerine ait değildir, aynı baz istasyonlarında oldukları tespit edilen HTS kayıtlarına aittir. 
Bu durumda beklentimiz, kendilerini soruşturma ve yargılama makamları yerine koymaktan kaçınmayan bu belge ve bilgi sahibi habercilerin, var olduğunu iddia ettikleri bu görüşmelerin içeriklerini de kamuoyuyla paylaşmaları yolundadır. 
Yine söz konusu haberlerde yer alan, Osman Kavala tarafından söylendiği iddia edilen “Randevu defterime bakmam lazım” şeklindeki sözlerin müvekkilimize yöneltilen tüm soruları kapsadığına ilişkin iddia da doğru değildir. Bu yanıt sadece, çok eski tarihli, tek bir iddiaya yönelik olarak verilen gayet spontan ve insani bir cevaptır. 
Türkiye’nin yakın geçmişte yaşadığı karanlık süreçle aynı genetik özellikleri taşıyan, yargıyı hiçe sayan ve soruşturmaları medya üzerinden yürütmeye çalışarak “Önce itibarsızlaştır sonra yargıla” şeklinde hareket eden tasarruf sahiplerinin, bugün nerelerde ve ne şekilde bulundukları kamuoyunun malumudur. Bu nedenlerle bu yanlı ve yalan haberleri yapan tüm kurum ve kuruluşlar hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı ve ne olursa olsun, her koşulda evrensel hukuk ilkelerinden asla ödün vermeyeceğimizi kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunarız.