19 Şubat 2017 Pazar

"Sizden nefret ediyorum ama olmazsanız olmaz"

Arizona senatörü McCain (John Sidney McCain III), eski subay. Vietnam Savaşı’nda, Hanoi’yi bombalarken uçağı düşürüldü, ağır yaralı halde Kuzey Vietnamlılarca ele geçirildi, altı yıl kadar tutsak kaldı. Pek iyi muamele görmediğini tahmin edebiliriz. O zamandan bedeninde davranışlarını etkileyen epey hasar kaldı. Emekli olduğunda, babası ve dedesi gibi dört yıldızlı amiralliğe yükselememiş, yüzbaşı rütbesiyle yetinmişti. Rütbe bir yana, tipik "asker aile" çocuğuydu. 1982’de Temsilciler Meclisi’ne seçildi, sonra hep politikanın içinde oldu. 2008’de Obama’ya karşı Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayıydı; kaybetti. Daha önce de, 2000’de, başkan adaylığına kalkışmış, parti içinde, George W. Bush’a karşı kaybetmişti.

NBC’nin “Meet the Press” programında McCain’e, ABD’nin şu andaki başkanı Donald Trump’ın basını “Amerikan halkının düşmanı” ilan edişi hakkındaki görüşünü sordular. McCain lafa, “Basından nefret ediyorum, özellikle sizden nefret ediyorum,” diye girdi. “Ama gerçek şu ki, size ihtiyacımız var.” Senatör, “özgür basın”ı “mecburiyet”, “hayatî ihtiyaç” diye niteledi. Bildiğimiz anlamda demokrasi diye bir şey olacaksa, “özgür basın”a, hattâ “düşmanca bir basına” mutlaka ihtiyaç olduğunu söyledi. “O olmazsa,” dedi, “bireysel özgürlüklerimizin o kadar çoğunu kaybederiz ki…” Noktayı da şöyle koydu McCain: “Diktatörler işe böyle başlar.” Ne kasdettiğini soru üzerine açıkladı: “Özgür basını baskı altına alarak…”