19 Aralık 2013 Perşembe

Oğlan yakalandığı için biz de yakalanmış sayıldık…

Bir CIA ajanıyla bir mütekait deniz piyadesinin maceralarını işleyen Homeland dizisinde, CIA ajanını İstanbul'a tayin etmişler! Hem de istasyon şefi olarak. Flaş! Kanal 24'te bildirdiler. Uzmana da bağlandılar, "Holywood'la CIA zaten kankadır" dedi. Bişeyler planlamasalar, niye dizi kahramanını İstanbul'a göndersinler! Hatırladım ki, tâ kaç sene önceden İstasyon Şefinin Karısı diye film yapıp ilk sinyali o zamandan vermişlerdi. Hem de yapan eşcinseldi. Almandı. Sanırım Yahudi olduğunu gizlemek için Alman kılığına girmişti.
Gelişmeler şöyle: Bağımsız yargı ile hukukun üstünlüğü şafak vakti buluşup destan yazmışlar. Ben başta intihar saldırısı haberi sandım ama galiba birileri sahte Monopoly basmıştı falan, öyle bir şeydi. Hiç anlayamadım çünkü ortamda hayatî bir madde eksikti. Üç-dört saati korku içinde geçirdim. Böyle olacaksa burada yaşamamın ne anlamı vardı? Yeni Zelanda vizesinin şartlarına bakındım. Türkiye'de adalet ile İzlanda'da plaj mevsimini karşılaştırmalı olarak ele alan kitaba göz atıyordum ki, işte! O kelimeleri duydum, milletimizin değerlerinin sapasağlam durduğunu anladım: Demek başsavcı CIA ajanıydı ve MOSSAD'a çalışıyordu. O istasyon şefi olacak herif de daha topraklarımıza ayak basmadan, üç büyük şehirde 35-40 polis müdürünü örgütlemiş olmalıydı.

Akşama, neyse, yetkililer televizyona çıktı: Millete istif edilmiş dolar fotoğrafı dağıtmak hangi ayakkabı kutusuna sığardı! Fakat yani mazallah devlet içinde devlet gibi bişeydiler, cemaat diyemezlerdi, hocaefendiyi seviyorlardı, fakat cemaat de onlara arka çıkarsa artık ne bilsinler… Yurtdışı ayağı… hakikaten, ne ayaktı? Halk Bankası'na akacak petrodolarlar ABD ile İsrail'i rahatsız etmişti. Gezi'de başaramamışlar, şimdi böyle saldırıyorlardı.
Gezi'de Zekeriya Öz'le Turan Çolakkadı'yı ağaca çıkmış kızıl bayrak sallarken gördüğümü hayal meyal hatırlıyordum. Emin olmak için arkadaşımı arayıp sordum. "Deniz gözlükleri takmışlardı, tanıyamadım," dedi. "Ama istersen bende Obama'nın Halk Bankası ATM'sinde görüntüsü var."

Küçük ayakkabıcı dükkanının karşısına mevzilendim. Ayakkabı kutuları turuncuydu. Sahibi kesin MOSSAD'dandı! Kaç defa da önünden geçen Amerikalılar görmüştüm. iPhone uygulaması ile para sayıyorlardı. Uygulamayı indirmek istedim, "Türklere vermiyoruz, sırf CIA ve İsrail için" uyarısı çıktı. Bunun üzerine Bakanoğlu atla gelip onları kılıçtan geçirdi. Esnaf, "Bakanoğlu, Bakanoğlu!" diye sevinçle el çırpıp kurbanlar kesti, namaza durdu. Bakanoğlu, secdeye kapanmış adamlara azıcık ciğer bırakıp gerisini atın terkisine attı, gitti. Atını Fatih Belediyesi'nde toplaşmış Bizanslıların üstüne sürerken, "Sandıkta görüşürüz!" diye haykırdı. Narası Marmaray'ı titretti, ceza yazdılar.