Hrant'ın gazetesi Agos'un önünde vurulmasının üzerinden on yıl geçti. Utançla dolu on yıl. Devlet içerisinden, zaman zaman birbirlerinin gırtlağına sarılanlar dahil, akla gelebilecek her kesimden resmî görevlinin bir şekilde bulaştığı bir cinayetti bu. Tetikçilerin yakalanmasını izleyen ve bir adalet skandalı olarak cereyan eden, sonunda da tam bir rezaletle sonuçlanan mahkeme, yargı tarihine bir yüz karası olarak geçti. Cinayet öncesinde, ertesinde, soruşturma ve mahkeme sürecinde, Hrant'ı aramızdan alan devlet içi organizasyon ortaya çıkmasın diye herkes elbirliğiyle uğraştı.
Nihayet bugün, ilgili devlet görevlilerinin bir kısmının tetikçi ve şürekâsıyla beraber yargılandığı bir dava görülüyor. Fakat burada da amaç cinayeti bütünüyle "FETÖ" denen ne idüğü belirsiz, ihtiyaca göre tarif edilen yapıya yıkmak. Bugünün suçlanan "FETÖ'cü"leri cinayet işlendiği, deliller karartıldığı, sağlıklı soruşturma ve yargıya engel olunduğu sırada mevcut iktidar adına iş gören gayet gözde şahsiyetlerdi. Ayrıca, cinayetin devlet içi bağlantılarının örtülmesi, bunların üzerine gidilmemesi konusunda bu on yıl boyunca hükmetmiş herkesin çok büyük günahı var.
Hrant'ın Arkadaşları olarak elimizden gelen, artık iyice azalmış toplumsal ilgi ve desteğe rağmen mahkemeyi izlemek ve 19 Ocak'larda kimimizin arkadaşı, kimimizin ağabeyi olan, eşi az bulunur o insanı anmak.