Amedspor yöneticilerinin Ankara’da uğradığı kalleşçe saldırının görüntüleri zihnimde dönüp duruyor. Bu ülkede çok zulüm, vahşet, çok şiddet gördük, ama alçaklığın, kalleşliğin tesiri bir başka oluyor. Onlar senden asla böyle bir şey beklemiyorlar. Kulüp yöneticisisin, güvenlikçisin. Senin konuğun, bu adamlar. O tribünde bir avuç olduklarını biliyorsun. Mazallah biri kalkıp sırf kendini savunmaya çabalamak yerine sana karşılık verse, mazallah birinizi devirse, ikisini üçünü öldüreceksiniz oracıkta. Ve iktidar sahibi kimsenin size söz söylemeyeceğini, sitem bile etmeyeceğini biliyorsunuz, arkanızda lince, kana susamış koca bir güruh var, alkışlanırsınız, sırtınız bile sıvazlanır, biliyorsunuz; ve bu durumda o insanlara saldırıp ilkel sardırganlık güdülerinizi tatmin ediyor, insan ezmekten, o an için güçsüz, savunmasız olanın tepesine binmekten duyduğunuz canavarca hazzı tadıyorsunuz.
Bu haz sizin büyük eksikliğiniz, tedavisi olmayan hastalığınız, ruhunuzu sarmış çaresiz illet halbuki. Ve bu hastalıklı haz, yerli ve millî değer etiketi altında serum gibi bağlanmış, haysiyetimizin bulunduğu yer her neresiyse oraya; damladıkça felç ediyor. Hissizleştiriyor ve kötülükten zevk almaya teşvik ediyor.
Amedspor Amedspor değil başka yerin takımı olsa bu kadarını asla yapamazdınız. Çünkü ortam sizi besliyor. Çünkü iktidar sizi besliyor. Çünkü geçmiş ve bugün sizi besliyor.
Amedspor’u hedef haline getiren, tepesinden aşağısına, devleti yönetenlerdir. Türkiye Futbol Federasyonu denen, bütün kötülüklerin anası yarışmasında her yıl ödül alan müessese, hepsi adına bir muhbir, kiralık katil kiralayan bir aracı, satın alınmış bir yargıç, bir koçbaşı gibi davrandı. Amedspor’a, kulübe, taraftarına, önemli futbolcusu Deniz Naki’ye akıl almaz cezalar verdi, onları hedef haline getirdi. Futbol basını denen, sözkonusu yarışmada federasyona rakip çıkan müessese kılını kıpırdatmadı. Nihayet bu son linç girişiminden sonra bir-iki insan çıkıp itiraz edebildi. Devleti yönetenlerden kimse tepki göstermedi. Mâlûm yarışmada puan kaybetmemek için.
Bu tür saldırıları organize edenler, katılanlar, en düşük, en aşağılık insanlık durumu neyse kendilerini oraya yerleştirdiklerini ne yazık ki hiç anlayamıyorlar. Giriş-çıkışın yasak, devlet denetiminde olduğu katliam ve yıkım semti Sur’da ırkçı klip çekilmesini sağlayan resmî görevliler gibi. İnsanın düştüğü rezil durumu idrak edemeyişi trajedi de, aynı insanın elinde başkasına zulmetme kudreti ve yetkisi olunca hayat zehirli atık dolu bir bataklığa dönüşüyor.
Deniz Naki'nin 85. dakika golü kadar değerli ve manalı pek az gol atıldı futbol tarihinde. Pek yakışırdı, ama bunun tribün dilindeki söylenişini burada tekrarlayamayacağım. Bütün linççiler ve federasyonda o on iki maçlık cezaya hükmedenler nasılsa hissediyorlardır icap eden şekilde.