Han Şeyhun gaz saldırısı, birkaç ayrı kulvarda gelişmelere yolaçacak gibi görünüyor. Bunlardan biri, Ankara-Moskova ilişkileri. Bu alandaki bir-iki ufak işarete göz atmak, Türkiye’nin, özellikle dış ilişkiler alanında nasıl acemice, nasıl idraksizce, nasıl bodoslama yönetildiğini anlamak bakımından yararlı.
Bakın, bir-iki olayı ardarda dizince nasıl bir manzara ortaya çıkıyor:
Merkezi Lahey’de (Hollanda) bulunan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nden (OPCW) uzmanlar Türkiye’ye geldi. Görevleri, Han Şeyhun saldırısında kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını tesbit etmek. (Kimin kullandığını değil!) Kurbanlardan alınan örnekleri ve başka verileri inceleyecekler, üç-dört hafta içerisinde hükme varacaklar.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yetişmiş insanlar olarak bu son derece gereksiz ve saçma vaziyet karşısında infiale kapılmak hakkımız: Daha neyi araştıracaklar? Biz, tarafımıza göre, kimin attığından bile eminiz. Yalan yanlış bin türlü delilimiz var. Fakat zaten bizim delile de ihtiyacımız yok.
Ne yazık ki işler böyle yürümüyor. Çünkü uluslararası düzeyde otoritesi ve tarafsızlığı kabul edilmiş uluslararası kurallar, usûller, örgütler var.
Ve şu anda şu dünyada eğer bir devletin yetkililerinin şuursuzca ortaya atlamayıp bu uluslararası teamüllere işaret etmesi gerekiyorsa, her şeyden önce kendilerinin hayrınaysa, o bizimkidir.
Bu yüzden de, TC sağlık bakanının, son derece nazik ilişkilerin pamuk ipliği üzerinde yürütülebildiği Rusya yöneticilerinin gözünün içine baka baka, “Han Şeyhun’da sarin kullanıldığı kanıtlandı” açıklaması yapması, Moskova’da birilerinin sandalyelerinden düşmesine falan yolaçıyor.
Bunlar yerlerine tekrar oturduklarında muhtemelen öfkelerini yatıştırmış, üç sonraki adımı tasarlıyor oluyorlar, biz de dışişleri bakanının bitirim yeni yetme tarzı yeni demecini hazmetmeye uğraşıyor oluyoruz.
Sonra birden, nasıl aşağılandığını bile anlamadan aşağılanıyorsun. Rusya Dışişleri Sözcüsü Maria Zaharova, haftalık olağan basın toplantısında, hiç ama hiç olağan olmayan bir tavır takınıyor, “sen önüne bak yavrum” demeye getiriyor. Zaharova’ya TC sağlık bakanının “sarin kullanıldı, kesin” açıklaması soruldu. Sözcü önce, bu konudaki tesbiti Türkiye’nin değil Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün yapması gerektiğini hatırlattı. “Bence,” diye devam etti, “Türkiye sağlık bakanlığı, turizm sezonu öncesinde deniz sularının analizi, turizm belgelerindekiler de dahil olmak üzere gıda ürünlerinin kalite kontrolu ile uğraşmalı.”
Kesiveririz turistinizi! Rus uçağını düşürdükten sonra düşülen durum ders olmadı. Hiçbir şey ders olmuyor. İdrak yetmiyor.