Suriye’nin güneyi ile ilgili bir yanlış anlama var. “Dera”, güneyde, silahlı muhalif-cihatçı güçlerin elindeki bölgenin tamamı değil. Suriye ordusunun şu anda bütününe hakim olduğu bölge, ele geçirmesi gereken yerin yarısından fazlası; doğudaki kısmı. Dera vilayetinin doğusu ile Süveyde'nin bazı ufak bölümlerinden oluşuyor. Esas sorun Dera'nın batıdaki parçası ve Kuneytire.
Çünkü: 1. İsrail (Golan) ile sınırdaş, İsrail ordusu sınıra kuvvet yığıp duruyor, ayrıca burada İsrail’in “maaş” verdiği silahlı militanlar bile var. 2. Kuneytire ile İsrail (Golan) arasında bir DAİŞ (IŞİD) bölgesi var; hem İsrail hem Ürdün’le sınırdaş. Saldırıya uğradığında bu devletlerden yardım görüp görmeyeceği belirsiz. DAİŞ’çilerin silahlarını bırakıp teslim olması ve otobüslerle İdlib’e nakli pek mümkün gözükmüyor. Buna en başta güneyden İdlib'e nakledilecek veya hâlihazırda İdlib'e hakim olan silahlı gruplar itiraz edecektir.
Kuneytire'de muhtemel İsrail müdahalesi hep gündemde. Bu, durumu karmaşıklaştırıyor. Rusya İsrail’le anlaştı, harekâttan hemen sonra İranlı milisler çekilecek, İsrail de karışmayacak, deniyor. Ama İsrail bu, belli olmaz. İranlı milis güçlerine Suriye ordusu üniformaları giydirildiği yollu söylentiler herhalde onları fazlasıyla huzursuz ediyordur.
Velhâsıl, Dera'nın doğusu ve Süveyde'de bazı ufak bölgelerde bulunan muhalif silahlı örgütlerin (bunların arasında Heyet Tahrir el-Şam'cılar da var) Türkiye'nin "sorumluluğundaki" İdlib'e aktarılmasına başlanacak, Suriye ordusu Ürdün'e açılan sınır kapılarını emniyete alacak, silahlı isyanın başladığı Dera'da Rusya jandarmaları güvenliği sağlayacak, eğer Kuneytire'de de kısa sürede "diplomatik" sonuç (ateşkes ve militanların nakli, yörenin Suriye ordusunun kesin denetimine geçmesi) sağlanırsa, İdlib, Türkiye'nin yeni rejiminin ilk büyük meselesi olarak ortaya gelecek.