2 Ağustos 2015 Pazar

Rita Hayworth'un düğün villasında Kral Salman

Suudi Kralı Salman, Fransız Riviera'sındaki tatilini kısa kesmek zorunda kaldı. Vallauris Golf-Juan'daki villasının altına denk gelen kamuya açık plaj güvenlik gerekçesiyle kapatıldığı için yöre sakinleri 150 bin imzalı protesto dilekçesi verdiler; mesele basına yansıdı, kral da huzursuz oldu, üç hafta kalacakken vazgeçti, Fas'a gitti. Onunla birlikte, yaklaşık bin (1000) kişilik maiyetinin yarısı da.

İmza toplayan 150 bin kişi muhtemelen bunu zafer sayıp sevinmiştir. Ama yerel esnaf pek sevinmemiş, çünkü kral ve maiyetinin kalacağı süre içerisinde satış patlaması yaşayabileceklerini umuyorlarmış.

O villaya gelip gidenlerin yerel ekonomiye epeyce katkıda bulunduğu düşünülebilir, zira burası meselâ 1949'da Amerikalı oyuncu Rita Hayworth'un üçüncü defa dünya evine girdiği, Pakistan'ın Birleşmiş Milletler'deki daimi temsilcisi, yarış atı sahibi ve jokey Prens Ali Salman Ağa Han ile -onun da ikinci evliliğiymiş- evlendiği mekân.

İmzacıların tepesini attıran gelişmeler, plajın güvenlik gerekçesiyle kapatılmasından önce başlamış. Kralın villası ile sahil arasında zahmetsiz iniş-çıkışı sağlayacak bir geçici asansörün yapılması baştan milleti gıcık etmiş bir defa. Şimdi, asansörün kısa sürede kaldırılması bekleniyor.

Suudiler, kralın elbette Fransa halkına gayet saygılı olduğunu, tamamen Fransız yetkililerin güvenlik prosedürüne uyduğunu, gelecek yıl, Allah kısmet ederse (bunu, tahmine dayalı olarak ben ekledim), Cannes'ı ziyaret edeceğini açıklamışlar.

Reuters'in haberini okurken, nedense, bu defa tantanaya şımarık Suudi kralının kaprisinden çok, özellikle enerji ve silah alanlarında krallıktan iş kapma peşindeki Fransız yetkililerin yalakalığı yolaçmış izlenimine kapıldım.

Yeri değil, ama Rita Hayworth ile Ağa Han'ın boşandıklarını, kızları Yasmin'in yedi yaşından itibaren Müslüman olarak yetiştirilmesi ve her yıl iki-üç ay kendisini görmeye gelmesi karşılığında adamın önerdiği bir milyon doları Amerikalı oyuncunun reddettiğini yine de ekleyeyim. "Müslüman inancına da başka inançlara da saygım var gerçi," demiş Hayworth, "ama en samimi dileğim, kızımı Hıristiyan inancına sahip normal, sağlıklı bir Amerikan kızı olarak yetiştirmek." Kızının "Birleşik Devletler'de normal bir Hıristiyan kızı olarak yaşama ayrıcalığı"nı dünyada hiçbir şeye değişmeyeceğini de eklemiş.