7 Ekim 2014 Salı

Biden meselesi bundan ibaret işte

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın, lafa "Suriye'deki esas derdimiz müttefiklerimiz" diye girip, "İslâm Devleti" örgütünü besleyip büyütenler arasında Türkiye'yi de saydığı meşhur Harvard konuşması ve ardından hem Türkiye'yi hem Birleşik Arap Emirlikleri'ni arayıp özür dilemesi üzerine daha önce yazmıştım: "Biden özür diledi - yani?" AKP hükümetinin propaganda aygıtı, bu özrü elbette ABD yönetiminin muazzam dünya gücü Türkiye ve onun gerçekte bir dünya lideri olan cumhurbaşkanını gücendirme korkusuna bağladı. Gerçi aynı özrün Birleşik Arap Emirlikleri Silahlı Kuvvetler Başkomutan Yardımcısı Veliaht Prens Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan'dan da dilenmiş oluşu işin zevkini kaçırmıştı; ama AKP medyası Türkiye'de insanların ne olup bittiğine dair sahici bir fikir edinmesini yine de önleyebildi.

Bu yüzden, ABD yönetiminin işleri konusunda tartışmasız otorite sayılabilecek bir yayın organında, Foreign Policy'de (Dış Politika) 6 Ekim günü yayımlanan bir yazıya çabucak başvursak pek hayırlı olacak. Gopal Ratnam'ın "Joe Biden Is the Only Honest Man in Washington" = "Joe Biden Washington'daki Tek Dürüst Adam" başlıklı yazısının spotu şöyle:
Başkan yardımcısının Türkiye ve BAE'den özürler dilemesi, kazara hakikati söylemenin tehlikelerini ortaya koyuyor.
Retnam yazısının ilk cümlesinde, Biden'ın, "ABD'nin İslâm Devleti'ne karşı mücadelesinde kilit önemdeki iki müttefikinden" özür dilemek zorunda kaldığını hatırlattıktan sonra şöyle diyor:
Onlara gerçek dışı suçlamalar yaptığı için değil. Kazara rahatsız edici birtakım gerçekleri dile getirdiği için.
Önce TV'lerimizden söyleyip sonra gazetelerimize yazıp peşinden tarih kitaplarımıza da geçirince bütün yalanlarımızın başkalarınca da gerçek kabul edildiğine inanıyoruz ya; ı-ıh! öyle değil. Toz duman dağıldığında, bizim yalanımız değil herkesin bildiği gerçekler kalacak ortada. Bu kısa yazı da burada tarihe düşülmüş ikinci bir not olarak kalsın.