20 Ekim 2014 Pazartesi

Şüpheli kaza, kaçırma girişimi, suikast

19 Ekim Pazar günü, akıllar yine Kobanê'deyken, Urfa ve Suruç'tan karanlık birtakım haberler geldi: Bir yabancı muhabirin ölümüne yolaçan şüpheli bir trafik kazası, Suriyeli muhalif örgütlerden birinin Urfa'daki komutanının kaçırılmaya kalkışılması ve Suruç'un eski belediye başkanının oğluyla birlikte suikaste kurban gitmesi. Geceyarısına kadar, bu olaylarla ilgili olarak, burada size aktaracaklarım dışında kayda değer bir aydınlatıcı bilgi alınamadı. Birarada kayda geçsinler diye bildiklerimizi aktarıyorum.

Muhabirin şüpheli ölümü

Press TV muhabiri Serena Shim, MİT tarafından casuslukla suçlandığını söyledikten bir gün sonra Suruç'ta trafik kazası geçirdi, öldü. Shim, Lübnanlı bir ABD vatandaşı. Uluslararası yayın yapan İran televizyonu Press TV için Lübnan, Irak ve Ukrayna'da çalışmıştı.

Serena Shim dışarıda çalışmış, oteline dönüyordu ki, bir beton mikseri arabasına çarptı. Beton mikserinin şöförünün gözaltına olduğu söyleniyor. Press TV, haberi "şüpheli kaza" diye verdi.

Serena Shim, 17 Ekim Cuma günü, çalıştığı televizyona, Türkiye'nin İD ile ilişkisi hakkında yaptığı haberlerden ötürü Türk yetkililerin, muhtemelen MİT'in kendisini casuslukla suçladığını, tutuklanmaktan korktuğunu bildirmişti. Korkusunun yersiz olmadığını göstermek için, Türkiye'nin gazeteciler için "büyük bir hapishane" diye nitelendiğini araya katarak.

Muhabir, sınırdan Suriye'ye sızan militanlarla ilgili haber yapan birkaç gazeteciden biri olduğunu, militanların, Dünya Gıda Örgütü (WFO) ve başka sivil toplum kuruluşlarının kamyonlarına gizlenerek sınırdan geçtiğini gösteren görüntüler gördüğünü anlatmıştı. Burada sözkonusu olanlar, Özgür Suriye Ordusu militanları.

Press TV'nin Shim'in casuslukla suçlanmasına ve hayatını kaybedişine dair haberlerinin bulunduğu sayfaların linkleri şunlar:

Press TV correspondent accused of spying over unbiased reporting (Shim'in kendi durumundan bahsetmek zorunda kaldığı son canlı haberini de buradan izleyebilirsiniz.)
Press TV reporter in Turkey killed in suspicious car accident

Shim'in son yayınını Youtube'dan da izleyebilirsiniz:
Turkey accuses PressTV correspondent of spying

Gayet karanlık bir kaçırma girişimi

Urfa'da, 17 Ekim Cuma günü akşamüstü altı buçuk sularında, Rakka Devrimcileri Tugayı örgütü liderlerinden Abu İsa 20 yaşındaki oğlu Ammar'la birlikte Türk yetkililerle yaptığı görüşmeden dönerken, İD'çilerin arabaları yollarını kesmiş, silahlı dört adam komutanla oğlunu arabalarından çıkarıp kendi arabalarına almış ve son sürat sınıra gazlamış, ancak Suriye'ye geçirememişler.

Rakka Devrimcileri Tugayı, önceleri El Nusra Cephesi'nin içinde yeralan, sonra Nusra ile bağlarını kopartan bir örgüt. Halen Özgür Suriye Ordusu'nun ve YPG ile bazı ÖSO gruplarının birlikte oluşturduğu Fırat Volkanı'nın unsurlarından biri. İD'e terk edip çekilmeden önce Rakka ve Halep civarında faaliyet gösteriyorlardı. Halen Kobanê'de YPG ile birlikte İD'e karşı savaşıyorlar.

Britanya gazetesi The Telegraph'ın, Rakka Devrimcileri Tugayı sözcülerinden Ahmed Abdülkadir ve örgütün komutanlarından Abo Ayham'dan aldığı bilgiye göre, arabayı kullanan, Abu İsa'nın en yakın danışmanlarından biriymiş ve meğer o da ihanet etmiş, kaçırma planının içindeymiş. İD arabaları önlerini kesince Abu İsa sürücüye U dönüşü yapmasını söylemiş, oysa o durup kontağı kapatmış ve komutanla oğlunu arabadan indirmelerine imkân hazırlamış.

Abu İsa, kendisini kaçırmaya çalışan dört kişiden ikisinin İD'den olduğunu teşhis etmiş. Bunların yüzleri açıkmış.

Eylemciler Abu İsa ile oğlunu süratle sınıra götürmüşler, ancak sınır Türk askerince sıkı kontrol edildiğinden Suriye'ye geçememişler. Kaçırma eyleminin bir aşamasında hafif bir yara almış olan Abu İsa'yı ertesi sabah, Cumartesi sabahı, Urfa'da bir hastaneye bırakmışlar.

İkna edici olmayan, karanlık ayrıntılarla dolu bu kaçırma hikâyesinin en kritik geri plan ayrıntılarından biri, Abu İsa'nın komutanı olduğu Rakka Devrimcileri Tugayı örgütünün, Türkiye'de eğitilmek üzere seçilen muhalif silahlı gruplar arasında yeralması. Kritik güncel ayrıntı da, belirttiğim üzre, örgütün halen Kobanê'de YPG ile İD'e karşı saf tutmuş oluşu.

Rakka Devrimcileri Tugayı komutanı ile oğlunu kaçırmaya kalkanlar ve ihanet eden sürücü Urfa polisince yakalanıp gözaltına alınmış, The Telegraph'ın belirttiğine göre. Ancak gazetenin bölgedeki muhabirlerinin iddiası, bu yakalananların Urfa'da faaliyet gösteren bir sürü İD hücresinden yalnız biri olduğu. Muhabirler, yakalanan dört kişiyi tanıyan bir Suriyeli bulmuşlar, o da şöyle demiş: "Valla halleri vakitleri iyiydi, restoranlarda yemek yiyor, kahvelerde takılıyorlardı. Onlara karışan görüşen yoktu."

Rakka Devrimcileri Tugayı sözcüsü Abdülkadir de muhabirlere, Urfa'da görüp tanıdığı İD mensuplarını MİT'e bildirdiğini, MİT'tekilerin, "Merak etme, biz onları izliyoruz," dediğini, ama kimseyi gözaltına almadıklarını anlatmış.

The Telegraph'ın haberinin linki şurada:
Islamic State foiled in attempt to kidnap Syrian rebel leader in Turkey

[ EK / 22 EKİM - The Daily Telegraph muhabirleri bu habere gayet ilginç ve -bir kısmı her şeyi daha da inanılmaz kılan- ayrıntılar eklediler. Radikal'in aktardığı haliyle bunları okumak isterseniz: "'Urfa'daki IŞİD operasyonunda' yeni detaylar" ]

Eski belediye başkanı ile oğluna suikast

Suruç'un (Pîrsûs) eski belediye başkanı Salih Tekinalp ve oğlu Sinan Tekinalp, 19 Ekim Pazar günü saat 16:00 sularında, Alîgor köyü yakınında silahlı saldırıya uğradılar, hayatlarını kaybettiler. Arabalarında giderken uzun namlulu silahlarla vurulan Tekinalp'lerin aracı kontroldan çıktı, bariyerlere çarptı ve durdu. İçinde iki ölüyle. Onları yoldan geçenler anca bir süre sonra fark ettiler ve olay ortaya çıktı.

Salih Tekinalp, 1990'larda belediye başkanlığı yapmış (1994'te CHP'den seçilmişti) bir isimdi. 35 yaşındaki oğlu da veterinerdi. Bu suikastle ilgili haberlerde, dört ay önce de silahlı saldırıya uğrayıp kurtulduğundan başka ayrıntı yeralmıyordu. En azından şimdilik.