Vedat Türkali'nin ardından ne diyebiliriz; "şükranlarımızı" sunmaktan başka. Bir edebiyatçı nasıl vakur kalır, bir yazar nasıl sözünü sakınmaz, bir insan nasıl onuruyla yaşar, bunları gösterdi; bize üstüne düşünecek, okunacak çok şey bıraktı ve aramızdan ayrıldı. Yazan-çizen, fikriyle, tavrıyla göz önünde olan bir insanın vakarıyla, onuruyla yaşaması kolay iş değildir bu topraklarda...
Yıldırım Türker, beş yıl önce, hepimiz adına şükranlarını sunmuştu Vedat Türkali'ye. Onsuz bir Türkiye’nin, onsuz bir Türkçe'nin "boynu bükük" kalacağına "kalıbını basmış"tı. Söylenebileceği söylemişti yani. Bianet'ten bu yazıyı okumanızı rica ediyorum. Hepimizin başı sağ olsun.