Ogün Samast'ın Samsun'da devlet tarafından ağırlanışı ve onurlandırılışının yeni görüntüleri ortaya çıktı. Hiç şaşırmadım. Hayreti çoktan yitirdik, küfrüm bile kurudu gitti dokuz buçuk senede. Bildiğimiz kadarından, gerideki çirkefi tahmin etmek zor değildi. İfadelere, hallere tavırlara bakın, o gün Ogün'e sofra kurulmadığına, hattâ başka ihtiyaçlarının karşılanmadığına şükredin. Aslında bilmiyoruz, belki de yapılmıştır çeşitli ikramlar. Çünkü görüntülerde kendini açığa vuran devlete uygundur.
Burada soğukkanlılıkla dikkat çekilmesinde, kimbilir, belki fayda umulabilecek tek şey var. Devlet görevlilerinin Ermeni gazetecinin öldürülmesinden ötürü duydukları samimi sevinci, katille duygudaşlıklarını filan bir anlık kenara itmeyi kabul edelim. Görüntülere silme iyi niyetle bakalım: Polisler, jandarmalar, artık kim kimse, önemi de yok zaten, katili rahatlatmaya çalışıyorlar, belli. Bunun için, Ermeni'yi vurmuş oluşundan ötürü sırtının sıvazlandığı, övüldüğü, sevildiği bir ortam yaratıyorlar.
Nasıl? Kulağa çok dehşetli gelmedi mi? Katili, diyorum, rahatlatmak, "her şey normal" duygusu yaratmak için, "Aslan Ogün, helal olsun" deyip sırtını patpatlıyorlar ki, ferahlasın, gerginlik duymasın, dost ortamda olduğunu varsaysın.
Devlet katile diyor ki: Normalim budur.
Burada kesiyorum.