Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bünyesindeki Türkmen örgütü Hammam el-Türkmen'in (Türkmen Selçuklu Tugayı) başkomutanı Heni el-Melle, 10 Eylül akşamı Kobanê yakınlarında şaibeli bir şekilde vurularak öldü. İlk haberler, el-Melle'nin suikasta kurban gittiği yolundaydı. Tıpkı Cerablus Askerî Konseyi Başkanı Abdülsettar el-Cedir'in öldürülüşünde olduğu gibi, "Türk ajanları öldürdü" iddiaları ortaya atıldı. Nitekim SDG Sözcüsü Telal Selo, Türkmen komutanın "şüpheli bir şekilde" öldürüldüğünü söyledi. El-Melle'nin aynı zamanda El-Bab için kurulan Askerî Konsey'in önemli bir şahsiyeti oluşu, SDG'yi muhtemel el-Bab harekâtından caydırmaya yönelik bir siyasî cinayetle karşı karşıya olunduğu ihtimalini güçlendiriyor. Cihatçı hesapların el-Melle'yi "hain"likle suçlayıp, "kimliği belirsiz kişilerce infaz edildiğini" ileri sürmeleri de bu yönde bir işaret sayılabilir. Arkasında Ankara'nın bulunduğu suikast iddiası, kanıtla desteklenemedi.
Ve suikast iddiasından kısa süre sonra, el-Melle'nin "kazaya kurban gittiği" haberi ortaya atıldı. Silah yanlışlıkla ateş almış ya da kargaşa içerisinde buna benzer bir şey olmuştu. Bu da havada kaldı. Tıpkı bir ara bir şekilde ortaya sürülen ama desteklenmeyen "intihar etti" haberi gibi.
Türkiye-Suriye sınırından yirmi-otuz kilometre ötedeki bir olaya dair güvenilir bilgi alamıyoruz. Türkiye'de gazeteciliğin ölümü sadece para-pul dışında derdi olmayan medya patronlarıyla veya siyasî baskıyla ilgili bir facia değil.