Hürriyet yazarı Murat Yetkin, iktidar partisi kulislerinden alınmış bilgilere dayandırdığı anlaşılan yazısında ("Anayasa sıkıntısı AK Partiyi zorluyor"), seksen milyonun kaderini tek adamın iki dudağının arasına tıkıştırmayı hedefleyen "başkanlık teklifi"nin Meclis'ten sanıldığı kadar kolay geçemeyeceğini ileri sürdü. Yetkin'e göre, teklife bizzat AKP içinden ciddî itirazlar var. Teklif geçer mi geçemez mi, bilemem, takıldığım şey başka.
"İtirazlar ciddi konularda" arabaşlığı altında Yetkin, AKP'lilerin teklife ilişkin çeşitli eleştirilerini aktardı. Biri şöyle:
"...Yedek milletvekilliği istenmiyor. Hemen her toplantıda, 'Türkiye’nin Almanya olmadığı' ve işin kısa sürede 'siyasi cinayetlerin' başlamasına neden olacağı konuşulmuş..."
Yani: İktidar partisinin bazı milletvekilleri düşünüyor ki, yedek milletvekilleri bu koltukta asaleten oturanları öldürebilir; yerlerine geçmek için! Haydi azıcık yumuşatalım, illâ öldürme kastediliyor olmasın, bu durumda da herhalde kaset komploları, şantaj dümenleri vs.'den sözediliyordur, "siyasî cinayet" denirken. Hani ölüm değil de istifa getiren türden.
Hem merak konusu hem de toplumca cibiliyetimize dair gösterge şurada: Buna "imkânı yok, olmaz!" diyecek kimse çıkar mı? Veya bir kısım milletvekili, "yedek milletvekilliği siyasî cinayete kapı açar" dediğinde, bu herhangi bir infial yaratmış mı? Kimse çıkıp, "Sen ne konuşuyorsun! Biz öyle insanlar mıyız!" diye çıkışmış mı? "Partililerimizden nasıl böyle korkunç bir davranış beklersiniz, çıldırdınız mı?" diyen olmuş mu?
Abartmayalım, lafı fazla ileri götürmeyelim, eyvallah. Lâkin şunu iyice kavramakta fayda var: Türkiye, bu lafın edilebildiği ve bırakın muazzam infial yaratmayı, tuhaf karşılanmadığı bir ülke.
Yani Almanya değil.
Hakikaten de değil. Onlarda Noel, yılbaşı falan var, mazallah.
[ EK / Yazıyı yayımladıktan hemen sonra, Al Jazeera Türk'te yedek milletvekilliğinden vazgeçildiğine dair haberi gördüm. ]