Ömer Faruk Gergerlioğlu, eski Mazlumder başkanıdır; yıllardır, çölde bitki yetiştirmeye çalışır, yani bu ülkede insan hakları mücadelesi verir. (Özgeçmişini merak eden, şuradan bakabilir.) Gergerlioğlu'nun neden önemli veya değerli bir insan olduğunu anlatmaya kalkmayı ayıp sayarım. Onu memuriyetten açığa almışlar. Bu konudaysa ayıp olmayan söz söylemem mümkün değil.
Ömer Faruk Bey sitesinden bu konuda bir açıklama yaptı. Onun açıklamasını alıp buradan da yayımlamak, bir devletin kendini rezil edişine bir de bu mevzuda tanıklık etmek, Ömer Faruk Bey'e de dayanışma duygularımı ve selamlarımı iletmek istedim. Lütfen okuyun:
"Bugün Kocaeli Valiliği tarafından tarafıma tebliğ edilen bir yazıyla memuriyetten açığa alındığım bildirilmiştir. Geçen gün Facebook sayfamda bir paylaşım yapmıştım. 1 Eylül 2015 barış Gününde İstanbul Avcılar'da Barış annelerinin düzenlediği “anneler ağlamasın” adlı barış çağrısı eyleminde çekilmiş, ölen PKK'lı da olsa asker de olsa ağlayanın analar olduğunu anlatan bir fotoğrafın altına 'Bu fotoğrafa bakıp niye bu savaşın bitirip tüketmekten başka anlamı olmadığını anlarsınız. Analar aynı, bayraklar farklı..! Ölünce farkımız kalmıyor birbirimizden! Çocuklarımızın tabutu yanyana duracağına, dirisi yanyana dursun, eşitçe, kardeşçe ve omuz omuza..!' diye yazmıştım.
Bunun üzerine hakkımda bir linç kampanyası başlatıldı. Vermek istediğim barış mesajı yerine anlamak istedikleri üzerinden bir yaygara ürettiler. Bana suç duyurusu yapana ben suç duyurusu yaptım, çünkü ben düşünce özgürlüğü içinde fikir açıkladım, onlar iftira ve hakaret etti. Hakkımda Kocaeli Kamu Hastaneler Birliği'nin başlattığı soruşturma sonrası savunmam dahi alınmadan Valilik tarafından açığa alındığım bildirildi.
Benim paylaşımımda suç bulunduğunu söylemek evrensel tüm hukuk metinlerini ters yüz etmektir, insan aklına ihanettir. Hak, adalet, demokrasi, ve barış istemek suç mu? 'Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın' isteğinin neresinde suç buldunuz? Bunca demokrasi nöbetinden çıkan sonuç bu mu? İnsanların ölmemesini, anaların ağlamamasını isteyen bir metinden suç çıkarabiliyorsanız orada çiviler çıkmıştır. Güç, hukuk değildir.
Hakkı, adaleti, barış talebini dillendirdiğim için bu karar alınmıştır. Hayatımın büyük bölümünde demokrasi, adalet ve insan hakları mücadelesi verdim. Her adalet ve barış mücadelesine destek verdim, kimliğine bakmaksızın mazlumlarla dertlendim, zulüm içeren kararları hep eleştirdim. Bu kararla boyun eğeceğimi sanan varsa yanılır. Bu hukuksuz karara karşı mücadele edeceğim ve sonuç ne olursa olsun ilkelerimden vazgeçmeyeceğim. 'Hakkın söylenmesini rızkı keserek sağlayalım' diyene cevabım şudur: Asıl ben hak bildiğimi söyleyemediğim zaman yaşayamam. Kamu idaresi adına bu karara atılmış imza, nezdimde sadece ve sadece haksızlık, hukuksuzluktur. Dünya fanidir, hesap günü çok ağırdır, unutmayınız.
İnsan hakları mücadelem her hal ve şartta devam edecektir. Mallar ve canlar ile sınandığımda ve üzücü sözler işittiğimde bana düşecek olan sadece hak üzerine sabır, sebat ve mücadeledir.
Saygılarımla
Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu"