14 Mayıs 2014 Çarşamba

Madencilik diye bir şey...

İnsanları mecbur edersin, madene girer çalışırlar. Madende insanın güvenliğine öncelik verirsen, mazallah, ekonominin canı sıkılır. Grizu patlar, kömür tozu alev alır, yangın çıkar, su basar, toprak kayar, tavan göçer... madenciler ölürler. "Şehit oldular" dersin. Kaçının öldüğünü sabaha kadar gizlersin. Resmî haber ajansın, maden kazasının haberini, şirketin kazaya hemen müdahale ettiğine dair haber olarak verir; henüz kazayı duyurmamışken. Kazayı trafo patlamasından ötürü çıkan yangına bağlarsın, belediye başkanı çıkıp grizu der, oradan oraya savrulurken, nihayet, kömür yangını ve bunun ürettiği zehirli gaz meselesini zor bela öğreniriz. Burada kesmek istiyorum, zira kamuya açık yerde yayımlanamayacak bir yazı olmaya doğru gider bu. Fotoğraf 1980'lerin sonundan, Zonguldak'tan.


Madencileri eksene oturtarak ironik bir insanlık tarihi filmi yapmıştım: 16 Ton. Bu filmin özel sitesi de var. Blogumla aynı adı taşıyor, "blogspot"u yok, uzantısı farklı: riyatabirleri.net. Sitede, filmde yeralmayan pek çok ilave bilgi ve görsel malzeme de bulunuyor; tavsiye ederim. 16 Ton filminin "orijinal İngilizce" versiyonu da var. Hem Türkçe hem İngilizce versiyonları, tek seferde izlenebildiği gibi, dokuz ayrı bölüm halinde de izlenebiliyor. Her ikisi, Vimeo'da da var. Özel kanallarında. Türkçe kanalı: https://vimeo.com/channels/16ton; İngilizce kanalı: https://vimeo.com/channels/16tons.