Ancak dindarlar adına herhangi bir güç, yetki, iktidar kullanan kimseler, kavramı kimselere bırakmamakta kararlı görünüyorlar. Son talip, Diyanet İşleri. Birkaç gün önce, Diyanet'in Alo Fetva hattı kanalıyla yarattığı rezaleti öğrenmiştik: "Diyanet: Özür dilediyse tacizci babayı affedin" Baba kızını taciz ediyor, kız annesine anlatıyor, anne Alo Fetva hattını arıyor ve habere başlık olan karşılığı alıyor. Birçok insan tepki gösterdi, işte, yazdık çizdik.
Meğer o arada Diyanet İşleri'nin Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği bir açıklama yapmış.
Açıklama 7 Haziran tarihli. Ama bu haber etrafında gürültü koparken kimsenin açıklamadan haberi olmadı. Bilemiyorum artık ne zaman yayımladılar. Zaten önemi yok. Niye? E, okuyalım açıklamayı:
Bugün bazı medya organlarında yer alan ‘Alo Fetva baba tacizini affettirdi’ şeklindeki haber hiçbir surette gerçeği yansıtmamaktadır. Haberin içeriğinden de fark edilebileceği gibi söz konusu olaya ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığında her hangi bir kayıt bulunmamaktadır. Kaldı ki her hangi bir soruya ilişkin verilen bir cevap, söz konusu kişinin hukuki ve ilahi adaletteki cezalarını ortadan kaldırmaz. Vatandaşlarımızın merak ettikleri dini soruların cevaplandırılması amacıyla kurulan alo fetva hattının zaman zaman magazin malzemesi olarak istismar edilmesi son derece üzüntü vericidir."Diyanet İşleri'nde kayıt bulunmamaktadır" ne demek? "Sözkonusu anne bizi aramadı" mı demek? Böyleyse niye açıkça söylemiyorlar? "Böyle bir olay olmadı, bizi arayıp böyle bir şey soran bir kadın olmadı." Bunu niye söylemiyorlar? Çünkü Alo Fetva hattında yapılan görüşmelerin kaydını tutmuyorlarmış! Dolayısıyla, "aradık" diyen mağdurları töhmet altında bırakıp çekiliveriyorlar perde arkasına. Dahası da var; aşağıda.
Haydi, "ilâhî adaletteki cezalar" bahsine girmeyelim, o konuda Diyanet dilediği gibi konuşsun. Bizzat diyorlar ki, "bizim verdiğimiz cevap, sözkonusu kişinin hukukî cezasını ortadan kaldırmaz". Güzel. İyi ki hatırlatmışlar. Eğer kadın aradıysa, onu derhal polise yönlendirmeleri, hattâ yardımcı olup, bizzat polise ihbarda bulunmaları gerekmez mi? Bu işi mağdur kızın olayı anlattığı başkaları yapmış allahtan.
Alo Fetva hattının zaman zaman magazin malzemesi yapılabilmesi acaba nasıl mümkün oluyor? Saygınlığınızı ve güvenilirliğinizi kendi ellerinizle yok ettiğiniz için olmasın? Radikal muhabiri Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, tacize uğrayan çocuk, F.İ., olayı şöyle anlatıyor:
Annem önce babam ile boşanmak istedi. Sonra ‘bu olayları Diyanet İşleri’nden soralım’ dedi. Ben de okuldaki din öğretmenimden Alo Fetva hattının telefon numarasını aldım. Annem, Alo Fetva hattındaki bir hocaya, babamın yaptıklarını ve özür dilediğini anlattı. Diyanet’teki hoca da ‘eşiniz özür dilediyse affedin, evlilik birliğini devam ettirin’ dedi. Telefonun hoparlörü açıktı. Diyanet ile görüştükten sonra annem boşanmaktan vazgeçti.Muhabir, Diyanet İşleri'ne sormuş vaziyeti tabiî. Aktardığına göre, Diyanet'ten görüştüğü yetkili, Alo Fetva hattında yapılan görüşmelerin kaydını tutmadıklarını belirtmiş. Telefonlara bakan görevliler sürekli değişiyormuş. Dolayısıyla kimin bu muazzam cevabı verdiği bulunamıyor. Bulunamaz olur mu? 8730485 kişi mi bakıyor o telefonlara? O gün kim vardı, konu neydi... vs. denir, mutlaka bulunur o cevheri yumurtlayan. Koskoca Diyanet, kusurunu saklamak için ufak numaralar peşinde. Ayrıca, "olay bizim görevlimize nasıl aktarıldı, bilmiyoruz ki" diye bir motif daha! Yine mağdurları töhmet altında bırakmaca. Diyanet'in tavrıyla ilgili olarak haberin en çok şu cümlesini sevdim:
"...Bu nedenle bir şey söylememiz mümkün bulunmamaktadır” yanıtını verdiler.Mümkündür-değildir meselesinden bahsetmiyoruz ki burada! Bir şey söylemek zorundasınız, kardeşim! Ortada resmen suç var. Zaten adam tutuklanmış, altı ay kızına yaklaşmaması hükme bağlanmış vs. Siz nasıl, memleketin en büyük ve resmî -resmî!!!- din kurumu olarak, birtakım sapık heriflerin kızlarını taciz etmesini teşvik edersiniz? "Kocam kızımı taciz ediyormuş" diyen kadına "özür dilerse affedin" demek: (1) Bu o kadar da büyütülecek bir kabahat değil, (2) Kız her gece "yine olacak mı" korkusuyla yaşasın, (3) Siz bundan böyle onurunuzun üstüne basa basa yaşayın, (4) Erkekler, elinizi korkak alıştırmayın, özür dilersiniz, biter... demektir. Dolayısıyla, Alo Fetva hattında ciddi bir suç işlenmiş, lafı dolandırmanın âlemi yok. Nerede suçlu?