Evet, 'barış.' Ama PKK iki polisi kalleşçe katledince devlet misilleme yapmayıp ne yapacak? PKK'nın Türkiye'ye karşı silah bırakması şart.Bunu da başardık! Devleti rakip silahlı örgüt olarak gören bir liberal! Devlet, normal şartlarda, misilleme gibi bir kavrama sahip olmayan, herhangi bir suç işlendiğinde, suçluyla beraber misilleme yapmaya kalkanı da yakalaması, yargılaması gereken bir mekanizma. Ama tabiî bu, liberalizmi de üretmiş olan dünyanın gerikalanında geçerli. Türkiye'nin liberali de öyle alışmış ki buradaki duruma, söylediğinin dünya görüşünü havaya uçurduğunun farkında değil. Çünkü basitçe: Türk sağının kültürel ikliminden kurtulmadıkça ne liberallik ne demokratlık ne başka şey...
Nitekim aynı sebeple, PKK'nin "Türkiye'ye" karşı şunu veya bunu yapmasından sözediyor. Sanırım kastı Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Yoksa "Türkiye" dediği şeyin içerisinde bizzat dağa çıkıp PKK'ye katılmış insanlar da var. PKK'yi destekleyen, desteklemeyen, ona az kızan, çok kızan, "Kürtlere özgürlük" diyen, "Kürt yoktur" diyen, kıçını dönmüş ilgilenmeyen... ve bizzat toplumun yaklaşık dörtte birini oluşturan Kürtler var. Ama biz "Türkiye" deyince devleti anlamalıyız; o da, suç işlendiğinde katili yakalayıp yargılamak gibi bir yükümlülüğü olmayan, eylemlerine bütünüyle siyasî parti gibi yön veren, mecburen "misilleme" yapan bir silahlı örgüt! Başka bir silahlı örgütle kendi oyunlarını oynuyorlar. Bu oyunda biz sıradan insanlara, yani topluma laf düşer mi hiç?
Hayır, hakikat böyle de olabilir. Nitekim bizim devletimizin basbayağı, kendini hiçbir hukukla bağlamamış bir silahlı örgüt olduğu ortada. Fakat devletin misilleme hakkını savunan ve "Türkiye" deyince devleti anlayan bir liberallik... sahiden ancak bu toprakların mahsûlü olabilirdi.