Ortadoğu'nun tecavüzcü katiller örgütünün adıyla ilgili tartışma, bizdeki hemen bütün tartışmalar gibi, bütünüyle yanlış zeminde ilerliyor. Bizdeki büyük ölçüde Tayyip Erdoğan ve AKP'lilerin "DEAŞ" dayatması ve buna duyulan tepki yüzünden patlak verdiği için, sorunun örgütü kollama-kınama yüzünden çıktığını zannediyoruz. Oysa bu, Batı basınında da, uluslararası politika-diplomasi âleminde de sonuca bağlanmamış bir tartışma. Ve esas olarak, bize -dindarlarımıza da dinsizlerimize de- tuhaf görünse bile, Batılı politikacıların örgüt ile genel olarak Müslümanlar, özel olarak Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlar arasına ayrım koymak istemesinden ve gazetecilerin, örgütün propagandasına alet olmamaya çalışmasından kaynaklanıyor.
Bu konuya açıklık getirmek maksadıyla, ilkin aşağıda, güvenilir gözüken bir Wikipedia maddesinin desteğiyle, şu ana kadar öğrenebildiklerimi aktaracağım. (Umarım aktardığım Arapça yazılışlarda-okunuşlarda sorun yoktur.) İkinci olarak, Vox haber sitesinde yayımlanan, "Onlara ISIS demeye son mu vermeliyiz?" başlıklı bir yazıyı aktaracağım. (Sağolsun, Işın Eliçin çevirdi.)
Çoğunluğun IŞİD diye andığı örgütün adı, geçen yıldan (Temmuz 2014) bu yana IŞİD = Irak ve Şam İslâm Devleti (ilgili Wikipedia maddesine göre Arapça: الدولة الاسلامية في العراق والشام, ed-Devlet'ül İslâmiyye fi'l Irak ve'ş Şam) değil, sadece İD, yani İslâm Devleti (الدولة الإسلامية ed-Devlet'ül İslâmiyye). Hattâ hükmettikleri yerlerde, örgüt militanları, halkı örgütten sadece "devlet" diye sözetmeye zorluyorlar. Çünkü iddiaları, bunun, dünya Müslümanlarının yegâne devleti olduğu (halife var, biliyorsunuz). Hangi faşistin hayali bir tür "tek devlet" değildir ki?
IŞİD'deki "Şam", Suriye'nin başkenti Şam değil, "Bilad’üş-Şam"; yani aşağı yukarı Filistin, Ürdün, Lübnan ve Suriye'yi kapsayan geniş bölge. Bu nedenle örgütü "Irak ve Levant İslam Devleti (ILİD)" diye ananlar da olmuş.
Örgüt adını "İslâm Devleti" yaptığından bu yana, adıyla ilgili sorun özellikle basın-yayın organlarında sürüyor. Pek çok ülkenin gazete ve televizyonları, bu caniler örgütüne "İslâm Devleti" sıfatını yakıştıramıyor ve çareyi onu eski adıyla anmakta buluyorlar. IŞİD'in Arapça orijinalinin kısaltmasının okunuşu, DAİŞ (aynı Wikipedia maddesine göre داعش, Arapça telaffuzu: Da'iş) veya DAEŞ formülüne götürüyor (farkı ne yaratıyor, bilmiyorum). Kürtler DAİŞ'i kullanıyor. (İngilizce'ci Batılılar Daiş okunsun diye Daesh yazıyorlar.
IŞİD demek düpedüz yanlış; çünkü bu eski ad. Fakat "İslâm Devleti" demeye de, açıkça örgütü destekleyenler dışında kimse yanaşmıyor; bu yüzden "İD = İslâm Devleti" adını kullandığınızda kimden bahsettiğinizin anında anlaşılmaması tehlikesi var. (Bir süre, doğruluk adına, İD'de direttim, ama çoğunluk buna katılmadı. Kürtlerin versiyonunu kullanmayı tercih ediyor, genellikle DAİŞ diyorum bu durumda. Bu örgütten en çok çeken halk onlar. Fakat bu da doğru değil, çünkü DAİŞ (veya hükümetin buyurduğu gibi DEAŞ) diyeceksek, bunu büyük harflerle, resmî kısaltma gibi yazmanın anlamı yok, Daiş veya Deaş diye yazmamız gerekiyor. Dayanağım sağlam olmayınca, aktardığım bir kaynaksa ve orada IŞİD denmişse, mecburen buna uyuyorum. Yani tutumum dünya basınındaki kararsızlığı ve kargaşayı yansıtıyor.)
Batı basınında, İslâmofobik olmama kaygısı, IS'in (Islamic State = İslâm Devleti) kullanımını kısıtlıyor. "Bütün Müslümanları töhmet altında bırakmama", "İslamofobi değirmenine su taşımama", "örgüte kendisinden nefret eden yüz milyonlarca insanı temsil ediyor konumu kazandırmama" gibi gerekçelerle, birçok Batılı yayın organı, ISIS (Islamic State of Iraq and al-Sham) ve ISIL'ı (Islamic State of Iraq and the Levant) kullanıyor. (ISIS'in bir ara belirip kaybolan yanlış açılımını, Islamic State of Iraq and Syria'yı da zikretmiş olalım.)
Batılı siyasetçiler, diplomatlar ve gazetecilerin bulduğu bir başka "arkadan dolanma" çözümü de, "so-called (sözde) İslâm Devleti" veya İslâm Devleti'ni, "kendine taktığı isimle" gibi bir sıfat eşliğinde sunma.
Fakat sonuç olarak köklü Batılı basın kuruluşları dahi işin içinden tam anlamıyla çıkabilmiş değil ve örgütün adının her gün en az birkaç haberde anılmaya başlamasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, New York Times'ta şöyle bir ifadeye rastlayabiliyoruz: "The Islamic State, also known as ISIS, ISIL and Daesh... (ISIS, ISIL ve Daiş diye de bilinen İslâm Devleti...)".
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ille de kullanılsın diye zorladığı, soru soran gazeteciyi "IŞİD değil DEAŞ" diye düzelttiği kısaltma, DEAŞ ise, yanlış değil, yine Arapça kısaltmanın okunuşundan böyle bir sonuç da çıkabileceği söyleniyor. Ancak zorlayan bu örgütle şaibeli ilişkisi halen bütün boyutlarıyla ortaya çıkmamış bir devletin başındaki yönetici olunca, haliyle tepki yaratıyor ve ardında manipülasyon niyeti aranıyor.
[ EK / 23 AĞUSTOS 2016 / Yukarıdaki yazının yayımlanışından bu yana, dünya üzerinde IS'i (İD = "İslâm Devleti") kullananların oranında çok ciddî artış oldu. Bunda, örgütün herkesi çileden çıkaran vahşet pratiği kadar, Müslüman âleminden örgüte beklenen ciddî ve yaygın tepkilerin gelmeyişi rol oynadı. Şahsen benim de, uzun haliyle "İslâm Devleti" örgütü, kısaltma olarak da İD'de karar kılmama da benzer etkenler yolaçtı. Türk İslâmcısı ve AKP iktidarı, bu örgüte "kıyamama" tutumunu sürdürdükçe kararım da kesinleşti. ]