Teksas'ın (ABD) MacArthur Lisesi'nde okuyan Ahmed Muhammed, evde yaptığı saati okula getirip öğretmenine gösterecek, muhtemelen sınıftaki arkadaşlarına da azıcık hava atacaktı. Bunun yerine elleri kelepçelenerek sorguya alındı. Çünkü başka bir öğretmen, orasından burasından kablo sarkan elyapımı saati gördü, bomba düzeneği olduğuna hükmetti ve polisi çağırdı. Polis de, on dört yaşında çocuğu, ellerini kelepçeleyerek götürdü.
Ahmed, "kendimi suçlu gibi hissettim" dedi sonradan. Sağcı alçaklar dışında herkes onu teselli etmeye girişti. Ahmed'in başına bu işin gelmesinin görünür sebebi, kendisinin Müslüman oluşu, işgüzar ihbarcı öğretmenin, Ahmed Müslüman olduğu için onun "terörist" olabileceği ihtimalini aklına getirmesiydi.
ABD Başkanı Barack Obama, "Güzel saat, Ahmed," diye tweet attı. "Onu Beyaz Ev'e getirmek istemez misin? Senin gibi başka çocukları da bilimle ilgilenmeye teşvik etmemiz lazım. Amerika'yı büyük ülke yapacak şey budur."
Şimdi ABD Dışişleri bakanı John Kerry'nin Stratejik İletişim Başdanışmanı olan, eski Dışişleri Sözcüsü Marie Harf de, bunun üzerine, "EVET!" diye yazdı Twitter'a, "İşte bu yüzden bu başkan için çalışmaktan böyle gurur duyuyorum."
Olayın Türkiye ile doğrudan ilgisi yok. Marie Harf deyince Melih Gökçek'i hatırlıyor oluşumuz dışında. Gökçek dışişleri sözcülüğü yaptığı dönemde kadına "sarışın!" diye hitap etmiş, aklı sıra küçümseyici mesajlar atmış, meydan okumuştu. Harf'in, başkanı hakkında bunca zaman bunca vesile bulabilecekken söylemediği şeyi hangi durumda söylediğine bakarak, Gökçek gibilerin ondan niye nefret edeceğini kolaylıkla bulabiliriz.
Ve eğer istersek, Ahmed'i, evinde saat yapıp okula getirmiş, saati bomba sanan hıyar öğretmen tarafından ihbar edilmiş Kürt delikanlısı olarak hayal edebiliriz. Ama böyle bir şeyi niye isteyelim, değil mi?
Sen o saati yine Haçlıların Amerika'sında yap, Ahmed; neme lazım. Buralar daha tekinsiz. Başına iş gelirse, kimse sana, "Güzel saatmiş, Ahmet, Saray'a getirmez miydin?" demez. Kimse de reis böyle dedi diye gurur duymaz.
Sarışın!..
