Ciltlerce belge içeren rapor kapsamında, bizzat dönemin başbakanı Tony Blair’in imzasını taşıyan çeşitli resmî yazılar da var. (Bunları derli toplu şurada bulabilirsiniz.)
Bunlardan bazılarını okudum. Ve gördüklerime inanamadım. Haydi Tony Blair o mevkiye makama milleti yiyerek gelmiş bir sığ görüşlü cahil adam, diyelim, “üzerinde güneş batmayan imparatorluk”un koskoca köklü bürokrasisinden kimse çıkıp, “efendim bunları böyle kağıtlara falan yazmayın, bir gören duyan olur” dememiş mi? Üstünlük duygusu, kibir, ruhunu bir defa satınca gerisinin kaçınılmaz olarak yokuş aşağı giden freni boşalmış kamyon gibi gelişi... hangisi aklı fikri böylesine iptal ediyor, idrakı sıfıra indiriyor?
30 Ağustos 2002 günü İngiltere Başbakanı Tony Blair yazıyor:
“Saddam-sonrası Irak rejimi üzerinde çalışıyoruz. Muamma şu: acaba bu sadece Saddam’ın yerine, Irak’ın gerikalanından, özellikle Şii çoğunluktan pek destek alamayan ve her olayda bizim ilkelerimize göre davranmayan başka bir askerî diktatör mü geçirecek; öte yandan, rejimin bütün doğası değişirse, iktidardaki Sünni azınlık Saddam’ın uzaklaştırılmasına daha az razı ve istekli olmaz mı? Ama bunları aşmak için yollar var.”Ha aştınız çok güzel! “Muamma” diyor adam! “Yollar var”mış!
Bu "yollar"da, koskoca Birleşik Krallık'ın başbakanı, önce etkinliği zaten "Bağdat'ın yoksul kenar mahallesiyle" sınırlı "Mukteda el-Sadr'ı Iraklı yetkililere teslim etmek"ten, sonra "ona ulaşıp bizimle bir şekilde anlaşmasını sağlamak"tan sözedebiliyor.
Emperyalist kibiri, küstahlığı falan yeni şeyler değil. Ama galiba Blair&Bush ikilisiyle birlikte, bu insanlık “değer”leri ilk defa böyle engin şuursuzluk ve cehaletle biraraya gelmiş.
[ EK / Tam yazıyı yayımladım, bir şahane numara daha gördüm, sizi bundan yoksun bırakmaya gönlüm elvermedi. Blair'in madde madde notlar aldığı bir belgeden:
"8. Polis (Irak polisi kastediliyor -ük). Bu kargaşayı düzene sokacak birini görevlendirmemiz lazım."Hakikaten. Çok iyi akıl etmiş. Herhalde uygun aday bulunamadı. ]