"İslâm Devleti" örgütünün en üst düzey komutanlarından Ömer el-Şişani'nin öldüğü örgüt tarafından da kabul edildi. Amak Ajansı el-Şişani'nin ölümünü resmen duyurdu. Böylece PKK komutanlarından -henüz iki gün önce yeni bir "öldürüldü" kampanyasına konu edilen- Bahoz Erdal, "öldürüldü" haberleri kulvarında tek başına kaldı. Çünkü el-Şişani, Erdal'la birlikte, hakkında en çok "öldürüldü" haberi çıkarılan isimlerdendi.
NE ZAMAN, NASIL? • El-Şişani'nin ne zaman nasıl öldüğüyle ilgili karanlık noktalar var. İD'in açıklamasıyla bunlar ortadan kalkmadı. ABD'li kaynaklar, Mart ayındaki bir hava saldırısı ertesinde el-Şişani'nin öldürüldüğünü açıklamışlar, ancak herhangi bir kanıt sunamamışlar, İD veya Irak veya Suriye'den herhangi bir başka kaynak da bunu doğrulamamıştı.
ŞARKAT • Şimdi İD, el-Şişani'nin Musul yakınlarında -Şarkat'ta- öldürüldüğünü duyurdu. Yani 1918 Ekim ayının sonlarında, İsmail Hakkı Bey komutasındaki Osmanlı ordusunun, bir hafta savaştıktan sonra Britanya ordusuna teslim olduğu yerde. İsmail Hakkı Bey gibi Çeçen komutan da Şarkat'tan Musul'u savunmaya çalışıyordu, söylendiğine göre. Buradan, Musul yakınlarında, el-Şişani'nin kendini feda etmesine değecek önemde çarpışmalar olduğu sonucunu çıkarmak herhalde abes kaçmayacaktır. Hoş Irak hava kuvvetleri buraya geçen yıldan beri bildiriler atıyor, halktan "İD merkezlerine yaklaşmamalarını" istiyor. Ama son birkaç hafta içinde, Iraklı ordu ve milis komutanlarının, Şarkat'ı "Musul'a açılan kapı" diye niteledikleri ve Şarkat ile çevresindeki köyleri kolayca ele geçireceklerini ileri sürdükleri çeşitli demeçlere, hattâ buraları ele geçirmekte olduklarına, İD mensuplarının ailelerinin Musul şehrine doğru kaçmaya başladıklarına dair haberlere rastgeldik.
ÜNLÜ OLMUŞTU • Irak El-Kaidesi'nden önce "Irak İslâm Devleti"ne, bilahare "Irak ve Şam İslâm Devleti"ne, oradan da halifelik ilanıyla "İslâm Devleti"ne geçiş süreci, en şaşaalı dönemini bu örgüt Irak ve Suriye'den geniş toprak parçaları koparıp birleştirirken yaşamıştı. Her gün yeni bir yeri daha ele geçirdiklerini haber aldık, soykırımlar yapmaya kalktılar, tehcirler düzenlediler, kafa kesme ayinleri anî baskınları izledi. Bu süreçte dünyanın gözü önüne en çok çıkan simalardan biri, kızıl sakallı Ömer el-Şişani'ydi. IŞİD-İD herhangi bir yeri zaptettiğinde, Şişani ele geçirilen askerî malzemeyi yoklarken, yorgun muzaffer savaşçılarının arasında savaş alanlarını dolaşırken, cepheyi denetlerken vs. görülür, fotoğrafları, videoları hızla yayılırdı.
Gürcistan doğumlu Çeçen Tarkan Teymurazoviç Batıraşvili (Ömer el-Şişani'nin asıl adı, Şişani 'Çeçen' demek) hakkında, geldiği yer, ortamı, geçmişi vs. hakkında P24'teki bir yazımda kısaca bilgi vermiştim. İnternette daha fazlasını da bol bol bulabilirsiniz.
MEVKİSİ MAKAMI - SPEKÜLASYONLAR • Ömer el-Şişani, "İslâm Devleti" örgütünün fiilen en üst kurumu Askerî Konsey'in üyesi miydi; emin değiliz. "Halife" Ebubekir el-Bağdadi'den sonraki "ikinci adam" mıydı; değildi. "Savaş bakanı" mıydı; herhalde değildi. Onu örgüt bünyesinde Iraklı olmayan veya Arap olmayan en üst düzey komutan diye tanımlasak olur mu; çok büyük ihtimalle olur. Şimdiye kadar öğrenebildiklerimden anlayabildiğim, el-Şişani'nin örgütteki yüksek mevkisinin askerî işlerle sınırlı olduğu, siyasî veya dinî herhangi bir etkisinin yetkisinin bulunmadığı. Söyleyebileceklerimiz bunlar. El-Şişani'nin makamı mevkisi rütbesi hakkında kesin ifadelerle konuşmak yanıltıcı.
Peki el-Şişani'nin ölümü örgüt için büyük kayıp mı? Büyük kayıp. Özellikle dünyanın dört bir yanındaki İD destekçileri için bunun nasıl bir moral bozukluğu yarattığı şimdiden görülebiliyor.
EL-KAİDE'Cİ LANETLEDİ • Son olarak, Irak ve Suriye'de neler olup bittiğini anlamaya katkıda bulunmasını gözeterek şunları ekleyeyim: El-Kaide'nin din âlimlerinden Ebu Süleyman el-Muhacir, el-Şişani'nin ölümü üzerine attığı tweet'lerle, Çeçen komutana âdetâ lanet okudu. Onu Deyr el-Zor ve Şaytat'ta "yüzlerce Mücahit'in ölümünden" sorumlu tutan Ebu Süleyman, el-Şişani'den "suçlu, Harici" diye sözetti. Ceyş el-İslâm örgütü ise, aksini yapıp, "saygıyla anıyoruz" mesajı yayımladı, "Allah rahmet eylesin" dedi.