Şu ana kadar olanları kabaca özetlemeye çalışayım:
1. Dışişleri Bakanı, müsteşarı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay 2. Başkanı'nın katıldığı bir toplantının ses kaydı yayımlandı.
2. Toplantıda konuşulanlar, Suriye'deki içsavaşa dair TC'nin muhtemel örtülü operasyonları ile ilişkiliydi.
3. Toplantı içeriği, savaş çıkartabilecek, uluslararası sorun yaratabilecek nitelikteydi.
4. Toplantı, dışişleri bakanının makamında, yani devletin muhtemel en yüksek düzeyde koruma altındaki mekânlarından birinde yapılmıştı.
5. Bu kaydın internete konmasından sonra Youtube'a da erişim engellendi. (Yasağın dayanaksızlığı, keyfiliği hakkında: Doğan Akın, "TİB, hangi yasal yetkiyle YouTube'u kapatabildi?", T24)
6. Aynı zamanda RTÜK bu kayda dair haberlere yayın yasağı getirdi.
7. Birleşmiş Milletler, kayıttan öğrenilen toplantıya ilişkin resmî açıklama yaptı.
8. CNN International de toplantı içeriğini çevirip yayımladı.
9. Kayıt, Türkiye'de yayılabileceği kadar yayıldı.
10. Twitter ile Youtube yasak, Facebook muhtemelen sırada.
Birinci büyük zavallılık:
İhtimal A: Devletin "çok gizli" statüsündeki toplantısını dinliyorlar, ruhun duymamış.
İhtimal B: Kaydı yapan, toplantıdakilerden biri -mazallah bu çok daha feci olurdu tabiî.
İkinci büyük zavallılık:
Komşu ülkeye geçip kendi ülkene füze atmak, toprağın sayılan türbeyi koruyan kendi askerlerine birilerini saldırtmak dahil çok kirli işlere kalkışmışsın. İktidarını, kurduğun kazanç çarkını ve toplumsal hegemonyayı korumak için hem dünyaya rezil olmayı hem de bal gibi "vatana ihanet"in bir türünü göze almışsın. Bütün bunlar ortaya dökülüveriyor.
Üçüncü büyük zavallılık:
Yine kafanı kuma gömüp kimsenin seni görmediğini sanıyorsun. Toplantının kaydı bütün dünyaya yayılmış durumda. Türkiye'de de milyonlarca insan bunu dinledi, okudu, hattâ bilgisayarına indirdi, bilmeyenlere iletiyor.
Çok özel günler yaşıyoruz. Az önce CNN Türk televizyonundaki "Dört Bir Taraf" programında Kadri Gürsel, Cumhuriyet gazetesinin internet sitesince "kaydı kaldır" diyen TİB'e verilen cevabı okudu, Nâgehan Alçı da ona, "vatan haini" dedi. Hoşlanmadığın herkese vatan haini demenin kapısını başbakan açmıştı, bu propagandacı tayfasının liderlerinin peşinden gitmesi normal. Ancak yavaş yavaş kimse kimsenin yüzüne bakamaz hale gelecek. Devlet kevgire dönmüş ya da meğer zaten öyleymiş, asgarî medenî gündelik ilişki diye bir şey de kalmayacak. Uzatmıyorum, kayıt düşmek için bu kısa yazıyı yayımlıyorum.