Geçen akşam, Türk solunun herhangi bir eksiği, yanlışı olmadığını öğrendik. Tek sorun, kendini yeterince anlatamamakmış. Bu gece de, dinde herhangi bir sorun olmadığını, Ortadoğu'da olan bitenlerden, IŞİD'den şundan bundan emperyalizm ve emperyalistlerin sorumlu olduğunu öğreniyoruz. Halen öğrenmekle meşgûlüz, ama ben bu defa nasıl olduysa vaziyetlere erken uyandım, bir yandan öğrenirken yazıyorum. Faydasını da görüyorum, çünkü tam size bunları yazarken, asıl problemin Müslümanlarda değil Batı ve Batılılarda olduğunu da öğrendim. Mesele Batılıların kültürel kazanımlarından vazgeçmeleri, Ortaçağ'a dönmeleriymiş. O kazanımlar niye onlardaydı, falan, sormuyoruz haliyle.
Kimsenin herhangi bir kusurunun olmadığı bu âlemde, anlayabildiğim kadarıyla, tek suçlu emperyalizm ve emperyalistler. Bir de, halkımızın sola kulak vermemesi. Belki hep beraber milliyetçi olarak işin içinden çıkabiliriz. Doğu Perinçek'in etrafında birleşerek? Olmaz mı? Olmaz. Çünkü dünyada hiçbir şey bulunduğu yere gidemez. Herkes zaten milliyetçi. Esasen kusursuzluğumuz buradan belli: milliyetçilikten daha katışıksız kusursuzluk mu var? Yok. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez bu durum varolmasa, yine bütün suçu Kürtlere yükleyebilirdik, ama anlayabildiğim kadarıyla artık onların da herhangi bir konuda herhangi bir kusuru olamıyor.
Solculuk, İslâmcılık gibi süflî işlerle uğraşmaya tenezzül etmeyen fitness insanları için ise, hepinizin bildiği gibi, kapitalizm zaten en doğru ve zaten en şahane düzendir ve zaten bütün insanlık tarihi zaten bugünkü şu ortama varmak için yaşandı. Açlık, yoksulluk, eşitsizlik problem sayılmaz ki zaten. Zaten.
Bu durumda, ne güzel, ortada kimsenin herhangi bir kusuru yok, ona mı sevineyim, yoksa, kimsenin herhangi bir kusuru olmadığına göre bütün suçun bende olduğunu kabullenip boynumu bir IŞİD'çinin palasına mı uzatayım, bilemedim.