İlk anda eylemin amacının, Kuzey Suriye'de ardarda zaferler kazanan Kürtlere "kazandık sanmayın, size rahat yok" mesajı vermek olduğu tahmini öne sürülebilir. Fehim Taştekin, saldırının olası amaçlarını şöyle sıraladı: Tel Ebyad ve Ayn el İsa'yı kaybetmenin intikamını almak, YPG'nin giderek artan prestijini kırmak, militanların morallerinin bozulup örgütü terk etmelerine yolaçan çöküntüyü durdurmak, Kobanê'ye halkın dönüşünü, normal hayatın kurulmasını önlemek, Rakka ve Carablus'a yönelebilecek PYD-Burkan el Fırat + koalisyon harekâtını durdurmak, YPG'yi savunmaya zorlamak.
Tel Ebyad'ın alınması, Kobanê ile Cizire kantonlarının birleştirilmesi ve DAİŞ'in merkezi Rakka ile Türkiye'nin bağlantısının kesilmesi birçok hesabı altüst etti. Hesabı altüst olanların başında Türk hükümeti geliyor. "Kürt kuşağı"nda şehirlerin, yönetimin ve yeni bir hayatın kurulmasına fırsat verilmeyeceğini göstermeyi amaçlayan bu katliamda gözler ister istemez Ankara'ya çevrildi. Peki, DAİŞ'çiler Kobanê'ye sahiden Türkiye'den mi girdiler? TC yetkililerinin bundan haberi var mıydı? Yardım gördüler mi? Göz mü yumuldu? Yoksa Ankara'nın herhangi bir dahli yok mu?
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Bugün TV'de katıldığı programda, DAİŞ'çilerin Kobanê'ye Türkiye sınırından girdiğine dair "ciddî delillerin varolduğunu" söyledi.
Dışişleri sözcüsü Tanju Bilgiç, DAİŞ'çilerin Türkiye'den girdiği iddialarını yalanladı, Urfa Valiliği'nin açıklamasına işaret etti. Bu açıklama, "...bunların Carablus üzerinden Kobanê'ye geçtikleri yönünde" dedi. Sözcü, valiliğin elindeki kamera görüntülerinin en kısa zamanda kamuoyuna sunulacağını belirtti.
Böylece yeni bir soru doğdu: Carablus'tan geçen DAİŞ'çilerin görüntüleri varsa, Türk yetkililer baskından pek erken bir aşamada haberdar oldular demektir. Kobanê'deki herhangi bir savunma yetkilisini, PYD veya Burkan el Fırat komutanlarını uyardılar mı? Oturup DAİŞ'çilerin katliam yapmasını mı seyrettiler?
DAİŞ'in sabahın dördünde kontrol noktasını bomba yüklü araçla havaya uçuruşunun birkaç ayrı açıdan görüntülenmiş oluşu, bu görüntüleri yayma işini bazen DAİŞ yanlısı propaganda aygıtı gibi çalışan Anadolu Ajansı'nın yapmış oluşu da, saldırının önceden bilindiği şüphesini artırdı.
Ankara'nın hemen Kobanê'ye saldırının baş şüphelisi ilan edilmesini elde delil yokken yapılan haksızlık gibi görmek mümkün değil. Çetin Yılmaz'ın Jiyan.org'daki yazısında ("IŞİD Kobanê'ye manşetlerinizden girdi") belirttiği gibi, "Bu öyle AKP’ye kronik düşmanlıkla alakalı bir durum, her musibeti ona bağlayacak bir ruh halinin sonucu değil, bunu düşünecek ve dillendirecek onlarca olaya tanık oldu insanlar."
26 Haziran 03:25'e kadar derleyebildiğim veriler şunlar:
PYD lideri Salih Müslim'in imc.tv'ye söyledikleri:
“Cerablus'tan girmeleri imkânsız. Çünkü orada bir nehir var ve YPG tarafından kontrol ediliyor. Dün orada bize yönelik karşı bazı top atışları olduysa da geçmeleri imkânsızdır. Doğu yakası YPG’nin elinde ve sürekli kontrol ediliyor. Onun için başka ihtimalleri araştırıyoruz..."
CHP heyetindeki milletvekilleri CHP Gaziantep milletvekili Mehmet Şeker ve CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal'ın KRT Haber'e söyledikleri:
“Bu öldürülen insanlar Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan Kobane’nin son mahallesi olan yerde öldürüldü. Yani IŞİD militanları eğer Kobane’nin güneyinden geliyor olsalardı YPG militanları ile karşılaşırlardı. Oradan gelmedikleri kesin. Bizim sınıra çok yakın yerde eylem yaptıkları için bizim sınırımızdan geçme ihtimalleri vardır. (...) IŞİD militanlarının sınırımızdan yedi araçla gece geçtiği şeklindeki iddia doğru ise Türkiye çok ciddi sıkıntı yaşar.”Tanal ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "BM Sözleşmesi çerçevesinde" PYD'ye "doğrudan yardım yapması gerektiğini" söyledi, Urfa Valiliği'nin "var" dediği, dışişleri sözcüsünün de zikrettiği kamera kayıtlarının bir an önce açıklanmasını istedi.
YPG'nin, ellerinde DAİŞ'çilerin Türkiye'den girdiğini gösterir kesin delil olmadığına dair açıklama yaptığı haberi üzerine Doğan Haber Ajansı Salih Müslim'le telefonla görüştü. Müslim'in bu görüşmede söyledikleri:
"Kuşkular vardır, gerçekliği araştırılıyor. (...) Kuşkular daha çok orada (Türkiye) çıkan beyanatlara, demeçlere dayanıyor. Gazete manşetlerinde PYD şöyle yapmış, suçlamalar, tehditler falan yapılınca insanlar artık sen bir şey yapıyormuşsun gibi görüyor. Ondan sonra da bu olay oluyor ve kuşkularımız ister istemez oraya gidiyor. (...) YPG öyle dememiş. Bunların kuzeyden Kobani'ye girdiklerini söylüyorlar. Kuzeyde neresi var? Bir sınır var. Yani Türkiye'den girmedikleri gibi kesin bir dille de konuşmayalım."Müslim bu görüşmede, YPG'nin bazı DAİŞ militanlarını sağ ele geçirdiğini belirtti, "Şimdi bunlar her şeyi anlatacaklar," dedi.
PYD liderinin daha önce imc.tv'ye söyledikleri arasında çok önemli bir ayrıntı vardı:
“Kesin bir şey söyleyememekle beraber tespit edilen bazı şeyler var. Kobanê’ye girenleri çoğu Özgür Suriye Ordusu giysileriyle girmişlerdir. Bizim kuşkularımız Özgür Suriye Ordusu’ndan bazı kişilerin bunlara rehberlik ettiği. (...) Özgür Suriye Ordusu komutanının evi ve bazı yerlerin detaylarıyla verilmesi orayı çok iyi bilen birilerinin olduğunu gösteriyor. ÖSO’dan bazı kişiler IŞİD’e yardım etmiş olabilir. ÖSO komutanın evini kimse bilmiyordu, sadece YPG ve oradaki ÖSO’lular biliyordu."