WikiLeaks, Lübnan'ın Al-Ahbar gazetesiyle işbirliği içerisinde, Suudi Arabistan diplomasisinin içyüzünü ortaya çıkaran belgeler yayımlıyor. Bugüne kadar 60 bin belgeyi internete koydular, gerisi gelecek.
Şu ana kadar öyle ortalığı altüst edecek büyük skandallar filan açığa çıkmadı. Cenevre'deki Suudi diplomatlarının, bir Suudi prensesiyle maiyetinin yolaçtığı milyon dolarlık limuzin kirasıyla uğraşmaları, muhtemelen kimseyi şaşırtmayacaktır. Ancak, ortaya çıkan kadarı, Foreign Policy'de yazan J. Dana Stuster'ın deyişiyle, Suudilerin "malî ve dinî kaynaklarını diplomatik işlerde kullanma" eğilimini açıkça gösteriyor. Çeşitli ülkelerde, çıkarlarını kollayacaklarını varsaydıkları politikacılara binlerce Hac vizesi dağıtmışlar. Türkiye'ye de pay düşmüştür bunlardan. Din tüccarlığında ne İhvan ne AKP Suudi'lerin eline su dökebilir.
Belgelerden bir bölümünü Associated Press inceledi ve doğruluğundan emin oldu. AP, belgelere bakılırsa Suudi'lerin en çok önem verdiği işin, İran'ın bölgedeki faaliyetlerini izlemek olduğunu bildiriyor. Ancak ajans, nazikçe, Suudi diplomatlarının mesajlarındaki abartmalara ve şüphe götürür bilgilere dikkat çekti: "Suudi belgelerinde, doğrulanması zor pek çok hikâye var." Çünkü Suudi dışişleri görevlilerine bakılırsa, meselâ İran Güney Sudan'ı bombalamış! Veya Birleşik Arap Emirlikleri, uluslararası yaptırımları aşabilmeleri için Rusya ve İran'a yardım etmiş.
Suudi belgelerinde yeralan en ilginç iddialardan biri şöyle: Körfez ülkeleri, hapisteki devrik diktatör Hüsnü Mübarek'i serbest bıraksınlar diye, iktidara hazırlanan Müslüman Kardeşler'e 10 milyar dolar teklif etmişler! Bu tarihsiz belgeye göre, Mısırlı bir subay, "Mübarek'in hapiste tutulmasından Mısır halkının bir çıkarı olmadığı" gerekçesiyle İhvan'ın bu teklifi kabul etmeye eğilimli olduğunu ileri sürmüş. Bu mesajın yanında yeralan, kimin elinden çıktığı belirsiz elyazısı notta, "Bu iyi bir fikir değil," deniyormuş. "Para ödense bile Müslüman Kardeşler Mübarek'i salıvermek için pek bir şey yapamaz. Başkanın önünde hapse girmek dışında yol gözükmüyor."
Prensesin limuzin kirasını ve otel parasını ödemeden tüymesi, daha sonra Suudi diplomatların meseleyi pazarlıklarla halletmeye çalışması, şimdilik ortaya çıkan tek magazinel hadise. Kraliyet ailesinden Abdul-Rahman bin Abdulaziz Al Suud'un eşi prenses Maha Al Ibrahim'in 1,4 milyon dolarlık limuzin+otel faturası konusunu AP doğruladı. Cenevre'deki Golden Limousine Services şirketinin yöneticisi Louis Roulet, ajansa, faturanın çok daha yüksek olduğunu, bilahare eksiksiz ödendiğini, bu ödemeden gitme ve sonradan pazarlıkla az ödemeye çalışma vakalarının zengin Arap müşterilerle hep yaşandığını, sözkonusu aile ile "mâlûm sebeplerle" artık çalışmadıklarını söylemiş.
Suudi belgeleri açıklandıkça, içyüzü fazla bilinmeyen bu devlet hakkında birşeyler öğreneceğiz. Umarım hepsi bu tür, tahmin edebileceğimiz cinsten olmaz.