New York Times'ta Tim Arango, Türkiye toplumunu artık hiçbir şeyin biraraya getiremediğini yazdı: Ne sevinç (Aziz Sancar'a Nobel ödülü) ne üzüntü (Ankara katliamı). Türkiye'nin, ilk Nobel ödüllü insanına yaptıklarını bilmiyor olmalı. Veya toplumun hatırı sayılır kısmının ötekiler öldüğünde sevindiğini.
Azıcık kafa dağıtma umuduyla maçı seyredeyim dedim. Konya ahalisi stadı doldurmuştu. Maçtan önce, nasıl olduysa katliam kurbanları için saygı duruşu yapılması öngörülmüş. Bu tam bir saygısızlık gösterisine dönüştü. Bu gece Konya stadında bulunan ahaliyi tebrik ediyorum; bir toplumun ruh karalığı bu kadar açık, somut, herkes için anlaşılır şekilde ortaya dökülebilirdi. Saygı duruşunu ıslıkladılar, yetmedi, "Ya Allah Bismillah Allahüekber"le iptal ettiler. Bunu, maç içinde, kelimeleri tribün tribün bölüşüp büyük coşkuyla haykırılan, "Vatan-Sana-Canım-Feda"lar, "Ne-Mutlu-Türk'üm-Diyene"ler izledi. Maç spikeri, saygı duruşunu "hayatını kaybeden vatandaşlar için" diye gargaraya getirir ve saygı duruşunun içine edilmesini hiç dert etmezken, vazifeliler tarafından başlatılan ve aslında bütünüyle baştaki saygı duruşuna karşı, ahalinin Ankara'da katledilenler için üzülmediğini bildirme eylemi olan Türklük sloganları karşısında "tüylerinin diken diken olduğunu" belirterek, organizasyonu tamamladı.
New York Times muhabiri bilmiyor olabilir: Bu ahalinin bir kısmı öbür kısmını hep öldürmek istedi. Bu işi onun adına genellikle devlet yapıyordu. Devlet bizi öldürdüğünde seviniyorlar, bazen bizzat öldürmelerine izin veriliyordu, katliamlara coşkuyla katılıyorlardı. Yalnız, eskiden zenginliğin gösterilmemesi âdâbı gibi, ortalık yerde oh oh şenlikleri yapılmıyordu. Meselâ Sivas'taki gibi, "biz yapmadık, dışarıdan gelenler yaptı" ayaklarına yatılıyordu.
Yeni Türkiye'de, katledilenlere nah yaparak, katledilmelerine alkış tutarak, öldürülmüş muhalif birileri için bunca yılın sonunda nihayet bir defalık olsun yapılan saygı duruşuna dil çıkararak kendini insan saymak mümkün. Bir dakikalığına insanmış gibi yapma gereği bile ortadan kalktı. Yabancı muhabir burayı bir ülke, üzerinde yaşayanları bir toplum sanıyor.