Rusya şu ana kadar, IŞİD'in elinde olmayan yerleri, Türkiye'de eğitilmiş, Körfez emirlikleri destekli, ellerinde Amerikan anti-tank füzeleri bulunan ve küresel cihatçı olmadığını iddia eden bir örgütün mevzilerini bombaladı. "Ruslar, Amerikalıların desteklediği grupları vuruyor" iddiasının ve buradan doğan soru ve tartışmaların kaynağı, özellikle ikinci olay.
Rusya'nın neyi niçin yaptığına geçmeden, aradan çıkarmamız etmemiz gereken bir olgu var. Uzmanlar, Rus uçaklarına mal edilen bütün operasyonların Rusya tarafından planlanıp yürütülmüş olmayabileceği ihtimaline dikkat çekiliyor. Kimi ataklarda uçakların Rus, pilotların Suriyeli olabileceği, kararları Suriye ordusunun veriyor olabileceği söyleniyor. Yani Ruslar sadece "terör grupları" kapsamına soktukları örgütlerin -ÖSO resmen bunlara dahil değil- mevzilerini (askerî ekipman, iletişim merkezleri, motorlu taşıtlar, cephanelik, yakıt ve malzeme depoları) bombalarken, Suriye ordusunun her türlü muhalife bomba yağdırıyor olması, en azından bazı durumlar için mâkûl izah sayılabilirdi. Ama Rusya'nın öngörülebilen harekât stratejisi, bu nüans üzerinde durmayı gereksiz kılacağa benziyor.
Yine de azıcık askerî ayrıntı: Su-24 bombardıman uçakları ve Mi-24 helikopterleri iki orduda da varmış, bunlar kullanıldığında pilot kabininde kimin oturduğunu ayırt etmek imkânsız. Rusların yeni getirdiği Su-25, Su-30 ve Su-34 uçakları sözkonusuysa bunları büyük ihtimalle Rus pilotların kullandığı sonucuna varılabilirmiş. Ancak buradaki görece netliği de ortadan kaldıran haberlerde deniyor ki, Ruslar yeni ekipman getirdi, ama Suriyeli subaylar bir süredir Rusya'da bunlar üzerinde eğitilmekteydi, dolayısıyla hangi aracı kim kullanıyor, ayırt etmek yine de mümkün değil. Tabiî bu, Esad'ın elinde kısa süre öncesine kadar sahip olmadığı yeni askerî araçlar var demek.
Gelelim Rusya neyi niye yapıyor sorusuna. Rusya'nın IŞİD, Nusra ve Ahrar uş-Şam'ı bombaladığı kesin. İlk ikisinde mesele yok, üçüncüsüne gelince işler karışıyor. Çünkü muhtemelen Türkiye öncülüğünde birileri, tıpkı ötekiler gibi şeriat devleti hedefleyen ama hükmettiği yörelerde şimdilik halka görece insaflı davranan bu örgütü "görece ılımlı" diye Batılılara pazarlamaya çabalıyor, hattâ ABD'de bile "bunlarla beraber iş yapılabilir" lobisi oluştuğu söyleniyor. Ancak Rusya, ne bu örgüte ne de hepsi aynı zamanda IŞİD-DAİŞ ile de savaşan, El Nusra'ya mesafeli duran veya onunla birlikte iş gören bilumum irili ufaklı örgütlere farklı muamele yapacağını ortaya koydu. Türkiye ve Katar'ın üzerine hesap kurduğu, Batı'dan da destek gören Fetih Ordusu koalisyonu da bombardımandan muaf değil Rusya'nın gözünde.
Rusya'nın Suriye'deki operasyonel hedefi öncelikle IŞİD-DAİŞ'i yok etmek değil, müttefiki olan rejimin elindeki bölgeyi kalıcı güvence altına almak. Bu amaçla ilk adım olarak, Esad'ın elindeki bölgeye yakın tehdidi zayıflatmaya, uzaklaştırmaya çalışıyor. Ve bu tehdit, yerine göre, muhalif grupların herhangi birinden gelebiliyor. Halep'in rejim denetimindeki kısmıyla irtibatın kesilmemesi hayatî önemde. Bu yüzden bağlantı yolunu tehlikeye sokabilecek her unsuru oralardan uzaklaştırmaya çalışıyor, çalışacak. Rusya'nın hava harekâtları, bir-iki istisna dışında, rejimin elindeki bölgeye bir kontür çiziyor gibi (şuradaki haritaya bakın). Muhtemelen ikinci adım, bu güvenli bölgeyi genişletmek olacak. Bu kapsamda, Palmyra'nın geri alınmasının, rejimin altyapısı ve işlerliği bakımından hayatî olduğu, dolayısıyla Rusya'nın ataklarının buraya yöneleceği söyleniyor (Robert Fisk'in iddiasını geçen gün Radikal'deki yazımda aktarmıştım). Rusya'nın ilk birkaç günlük bombardıman haritasına hızlıca bir bakış, çeşitli uzmanların yorum ve öngörülerini doğrular nitelikte.