ABD ordusu sözcüleri ve "IŞİD'e karşı koalisyon" adına konuşan askerî sözcü, kısa süre önce Suriye’ye (Haseke) havadan atılan 50 ton silah ve cephanenin "Kürtlere değil Arap muhaliflere" gittiğinde ısrarlı. Bunu duymuştuk. Buna karşılık, Rojavalı Kürtlerin sözcüleri de bu silah ve cephaneden kendilerine de pay düştüğünü ileri sürmüşlerdi. Zaten sözkonusu "Arap güçler", YGP-YPJ ile ittifakını açıklayan "Suriye Arap Koalisyonu"!
Benzer çelişik ifadeleri, muhtemel Rakka harekâtı konusunda da duyuyoruz. Koalisyon güçleri sözcüsü Albay Steve Warren, Rakka harekâtına katılacak güçlerin Araplardan oluştuğunu, bunların bünyesinde "başka kimsenin bulunmadığını" söyledi.
Arap silahlı gruplarından yirmi kadar "lider", ABD tarafından, görüşmeler ve eğitim amacıyla bir haftalığına "Suriye dışına" götürülmüş. Bunların elinde yaklaşık beş bin kişilik silahlı güç bulunduğu varsayılıyor. Albay Warren, Rakka seferi için bu sayının "artırılması gerekeceği" görüşünde.
Sözcü Warren, "Kürt savaşçıların o kadar güneye inmek isteyip istemeyecekleri, doğrusu, şu anda belirsiz," demiş. Ancak "Suriyeli Arapların hazır olduğunu biliyoruz. İstiyorlar," diye eklemiş. Sahiden IŞİD ile baş edebilecek beş bin kişilik bir Arap silahlı gücünün varolup olmadığı sorusu bir yana, YPG veya başka bir Kürt silahlı gücünün Rakka harekâtında yeralıp almamasıyla ilgili de kritik bir soru var: Belirsizlik Kürt tarafında mı, ABD başta, koalisyonda mı? Arap nüfusu yoğun olan yerleşimleri IŞİD'den geri almada sadece Kürt silahlı güçlerinin rol oynaması tercih edilmiyor, bunu biliyoruz. Sorun bundan ibaret mi?
[ EK / 23 EKİM / 18:30 ]
Birikim Haftalık'taki yazısında Arzu Yılmaz, belirsizlikte esas payı Kürtlerin karşısına çıkan tercih imkânı veya mecburiyetine bağlıyor:
"...ABD’nin Kürt silahlı güçlerinin öncülüğünde Rakka’ya bir operasyonu yeniden gündemine almasının asıl nedeninin Rusya’nın beklenmeyen Suriye hamlesi olduğu açık. Ancak, Rojava Yönetimi bu kez karar vermekte zorlanıyor. Bu zorluğun bir nedeni ‘Demokratik Suriye Güçleri’ gibi dekoratif yapıların bir Kürt-Arap çatışmasının önüne geçemeyeceği gerçeği ise, bir başka nedeni de Rusya’nın desteğiyle Cerablus’a operasyonun yeniden bir ihtimal olarak belirmesi."