Cizre'deki, bu ülkenin zulüm tarihini bilen veya bizzat yaşamış olanların dahi aklının hafsalasının kolay kolay alabileceği bir durum değil. Onda birini görsek hissedeceklerimizin adı sanı var, bildiğimiz şeyler; ama bu kadarını tarife, tasvire tecrübe dağarcığımız yetmiyor.
Cizre'de nasıl bir şey yaşandığını bize anlatan, çok iyi yapılmış üç kısa-belgesel var. İlk ikisi Fatih Pınar'ın, üçüncüsü Kazım Kızıl'ın. Bu filmler, zorlu koşullarda, tasarım ve güzelleştirme için bol zaman yokken yapılmış olmalarına rağmen çok başarılı ürünler. Dünyada giderek yayılan kısa-belgesel türünün bu güzel örnekleri için Pınar ile Kızıl'a teşekkürler.
Kısa-belgesel, "haber filmi"nden veya televizyonların belgesel dediği şeyden farklı, daha derin, daha kapsamlı, estetiği, simgeselliği bulunan, "belgesel sinema" alanına ait bir tür.
Bu filmleri mutlaka izlemenizi öneririm. Öncelikle, Cizre'de olan biteni sahiden kavramaya yaklaşmanız için. Eğer belgesel sinema veya gazetecilik alanlarında iş yapıyorsanız da de izlenim derleme-aktarma işinin sınırları genişlettiklerinden, derinliğini artırdıklarından, ufkunuzu açacaklardır.
Fatih Pınar'ın "Birinci Bodrum / Cizre. 2 Mart 2016"sı şurada, yine Pınar'ın "14 Aralık 2015 günü ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından Cizre"si şurada. Kazım Kızıl'ın "Cizreliler: Biz yine güzeliz, hep de güzel kalacağız!”ı şurada.
10 Mart Perşembe günü ben de Cizre'deydim. İzlenimlerimi kısa süre sonra yayımlayacağım.