Ürdün Kralı Abdullah, Türkiye’yi Avrupa’ya “terörist ihraç etmekle” suçlamış. Ocak ayında ABD’li bir grup siyasetçiyle buluşan kral, ne halihazırdaki mülteci krizinin ne de bu mülteciler arasında teröristlerin bulunmasının “kazara olmadığını” ileri sürmüş. ABD Senato’sunun birkaç komitesinin başkan ve üyeleri ile Senato çoğunluk ve azınlık liderlerine hitaben şöyle demiş Abdullah: “Teröristlerin Avrupa’ya gitmesi, Türkiye’nin politikasının parçası.”
Ürdün Kralı, anlaşıldığı kadarıyla bu görüşmede büyük ölçüde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı suçlamış, Erdoğan için, “bölgede bir radikal İslâmî çözüme inanıyor” demiş. Ancak Kral Abdullah suçlamalarını bölge ile de sınırlı tutmamış, Türkiye’nin Libya ve Somali’de de İslâmcı militanları desteklediğini ileri sürmüş. Bununla da kalmamış, Amerikalı politikacılara, Kosova ve Arnavutluk devlet başkanlarına Türkiye’nin oralardaki faaliyetlerini sormalarını önermiş.
Middle East Eye’da haberi yazan David Hearst, bu suçlamalara ilişkin Ankara’dan resmî bir cevap alamamış, ama “üst düzey bir Türk kaynak” ile görüşmüş. Bu kaynak, Ürdün Kralı’nın “bölgede olup bitenden haberi” olmadığını, “kafası karışık bir Batılı gazeteci gibi” konuştuğunu, “Beşar Esad’ın sözcüsü” gibi davrandığını ileri sürmüş.
Yayımlanmasından bir gün sonra bu haberin Ürdün tarafından yalanlandığı ileri sürüldü. Ancak yayımlandığı gün, Ürdün'ün Washington ve Londra büyükelçiliklerinin habere dair yorum yapmaktan kaçındığı söyleniyordu. Haberde İngiltere ve ABD'nin Ortadoğu ve Libya'daki marifetleriyle ilgili bölümler de yeralıyordu.
Yalanlama iddiasının çürük tarafı, Anadolu Ajansı'na dayanmasıydı. Ürdün Enformasyon Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Muhammed Mumuni, AA'ya, Ürdün ile Türkiye'nin "karşılıklı saygıya dayalı tarihî ilişkileri" olduğunu hatırlatmış, sonra, kaynağın AA olması kadar ilgi çekici şu sözü etmişti: "Bu tür haberler asgarî meslekî profesyonellikten yoksundur." Çeşitli yönlere çekiştirilebilecek bir söz; tam anlamıyla "yazılanlar doğru değildir" anlamına gelmiyor.
Yalanlama iddiasına Batı basınının önde gelen yayın organları aldırış etmediler. Meselâ Foreign Policy, Kral Abdullah'ın Kongre Sözcüsü Paul Ryan ve Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Corker'ın da bulunduğu toplantıda ortaya attığı iddiaları, günler sonra, yalanlama meselesine hiç değinmeksizin aktardı. Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Washington DC'de temaslar yürüttüğü, Batı'nın Suriye rejimi hakkında pek bir şey bilmediğini imâ ettiği, "PKK ile PYD, her ikisiyle DAİŞ arasında fark yoktur" nakaratını tekrarladığı sırada.