Pazar günü, Borussia Dortmund-Mainz 05 maçında taraftarlar bize çook uzak bir manzara yarattılar. Tuhaf ama, stadda iki seyirci birden kalp krizi geçirdi. Biri hastaneye kaldırıldı, durumu iyi, öbürü, bütün uğraşlara rağmen kurtarılamadı. Haberin tribünlerde dolaşması hızlı oldu. İşte bundan sonra, bugünün kan-revan zorbalık dünyasında hiç yeri olmayan şeyler yaşandı.
Bir seyircinin kalp krizinden öldüğünü haber alır almaz, Dortmund taraftarları hemen pankartlarını, bayraklarını topladılar, tezahüratı kestiler. Rakip taraftarlar da aynı şeyleri yaptı. 88. dakikaya kadar. O dakikada Dortmund taraftarları, Liverpool'un artık bütün futbolseverlere mal olmuş şarkısı "You'll never walk alone"u (Asla yalnız yürümeyeceksin) söylemeye başladılar.
Maç bitti, hiçbir şeyden haberi olmayan ve staddaki sessizliğe ne mana veremeyeceğini bilmeyen takıma vaziyet anlatıldı, Dortmund on biri de tribün önüne geldi, şarkıya katıldı.
Borussia Dortmundlu futbolcu Marco Reuss maçtan sonra, "Başta hiçbir şey anlamadık, sadece staddaki sessizliğe şaşırdık," dedi. Futbolcular maç içinde hakem Deniz Aytekin'e sormuşlar, o da cevap verememiş. Reuss, maçtan sonra antrenörün gelip kendilerine bilgi verdiğini söyledi, "Böyle bir durumda," dedi, "tabiî ki maç arka planda kalmalı. Seyircilerin gösterdiği tepkiye saygı duyuyorum."
Maçtan sonra Nuri Şahin de konuştu, "Futboldan daha önemli şeyler var," dedi. Bugün gördük işte. Böyle bir durumda futbol çok çabuk önemsizleşiyor."
Almanya Futbol Federasyonu maçtan sonra taraftarlara takdirlerini bildirdi, özellikle konuk takımın taraftarına teşekkürlerini iletti.
Halbuki ölen Dordmundlu'ysa Mainz'lılar yuhalayabilirdi diye düşünüyorum; millî değerlerim icabı.
(Olaydan beni arkadaşım Ümit Güney haberdar etti, Kicker'deki haberi de çevirdi; teşekkürler.)