Önce belirteyim, bu şirketler ve bu isimlerde ses mühendisleri sahiden var. Dolayısıyla bu raporlar onlardan alınmış olabilir. Fakat özellikle Kaleidoscope, herhangi bir orta halli firma ve AKP'liler veya Haber7'den birilerinin burayı nereden nasıl bulduğu, niye orayı bulduğuna dair bir ihtimal düşünebilmek imkânsız. Kyle Cassel'ın Twitter hesabının, Ekşi Sözlük'ten birisi bu hesaba tıklayıp birşeylere baktıktan kısa süre sonra kapanmış olması, tabiî, Cassel'ın durumu açısından şüphe uyandırdı. Aynı şekilde Google aramasında derhal gözüken Facebook sayfasının da kapanmış oluşu, ilave bir ilginç durum. Bunu daha da ilginç kılan, Ekşi Sözlük'ten iki ayrı kişinin Cassel'a Facebook üzerinde mesaj attıklarını söylemeleri. Bu işi 02.52-02.55 civarında yapmışlar; ben bundan birkaç dakika sonra baktığımda Cassel'ın Facebook sayfası kapatılmıştı. LinkedIn'deki bilgi sayfasına ise bakılabiliyordu, hem oradan hem de Kaleidoscope sitesinden, kendisinin varlığını teyit etmek mümkün oldu. Buna karşılık -bakın bu daha da ilginç!- kendisini ararken ilk olarak girdiğim, kylecassel.com sitesi, 15 dakika kadar sonra (03.05 civarı) girdiğimde bembeyazdı - yani adres geçerliydi, siteye gayet normal bir şekilde erişilebiliyordu fakat, Cassel'a ulaşılabilecek linkleri de kapsayan içerik tamamen temizlenmişti!? (Şu anda 04.32 ve durum hâlâ böyle.) Tuhaf değil mi?
[ DEĞİŞİKLİK - Saat 04.46 itibarıyla Cassel'ın Facebook sayfası açılmıştı. Kyle Cas adıyla; öncesinde de öyle miydi, bilmiyorum, ama Ekşi Sözlük'ten biri, soyadın değiştirildiğini yazıyor. Twitter'dan kendisine ulaşılamıyordu, kendi sitesi de aynı beyaz duvar durumundaydı. Fakat esas acayibi, KaleidoscopeSounds sitesinin "Staff/Ekip" kısmında Kyle Cassel'ın ve onunla birlikte, aynı soyadını taşıyan ikinci kişinin de fotoğrafının kaldırılmış olmasıydı. Orada beş kişi varken üçe inmişti. Kyle ile muhtemelen kardeşini 03.00 civarında gördüm, 05.00 civarında yoktular! Twitter'da dolaşan bilgiye göre de, Cassel'ı biri (Tuncay Tekle) aramış, Türkiye'den aradığını söyler söylemez telefon kapanmıştı. Yine Twitter'da ileri sürüldüğüne göre, Instagram hesabında da adını değiştirmişti. ]
Giderek esrarengizleşen Cassel'ı bırakıp Robin Lai ve John Marshall Media'ya gelelim: Bu bayağı büyük bir şirket, Robin Lai de sahiden orada çalışan bir ses mühendisi. Lai'nin LinkedIn sayfası var, baktım, gördüm. Bu adam aynı zamanda davulcu ve Soultones zillerinin promosyonunu yapıyor, dolayısıyla oradan da ulaşayım dedim, ama ne yaptıysam Soultones'un sayfasına girmek mümkün olmadı - bunda özel bir yamukluk aramıyorum, ama Kyle Cassel'ın sayfalarının yok olmasından sonra ister istemez takılıyorum. Robin Lai'nin Haber7 tarafından "dünyaca ünlü projelere imza atan..." diye sunulmasını meşru kılacak bir marifeti var mı, karşıma çıkmadı, bilmiyorum.
[ EKLEME - Saat 06.00 civarında,
Gelelim bu şahısların verdikleri raporlarla ilgili habere. Bir kısmını buraya aktarıyorum:
Jou Production firmasının da sahibi olan ve Harry Potter, Life of Pi gibi Hollywood yapımlarının seslendirme aşamasında imzası bulunan Robin Lai, 'Bu tarz ses kayıtlarında oynama yapıldığında, bazen gerçeğin hangisi olduğu konusunda emin olmanız kolay değil' derken, söz konusu kayıtta ise bariz montaj kalıntılarının bulunduğunu, bunu yapanların profesyonellikten uzak olduğunu söyledi. [ bunlar raporda yok, kendisiyle ayrıca görüştülerse o zaman söylemiş olabilir, ama ne zaman görüşüldüğü belirtilmiyor - ük ]Burada bilinçli olarak yaratılan karışıklığı gidermek gerekiyor. Dediğim gibi, John Marshall Media, çok büyük bir şirket ve Lai de burada ses mühendisi olarak çalışıyor. (Çalıştığı söylenen büyük işlerde yeralmış mı, sahiden merak konusu, çünkü Internet Movie Database'de ismini bulamadım. Muhtemelen en fazla bazı seslendirme kayıtlarında masa başında oldu, filan - ama ABD'de bu kadar katılım künyeye yazılmak için fazlasıyla yeterlidir, o zaman niye yok?)
New York'un Manhattan şehrinde, dünyaca ünlü John Marshall Studios'un teknik imkanlarını da kullanarak vardığı sonucu bir rapor halinde sunan Jou Production sahibi Robin Lai...
Anlaşılan Robin Lai'nin kendisine ait küçük bir firması var: J Ou Productions. Zaten "ıslak imzalı" kağıdı bu titriyle imzalamış. Kağıda kartvizitini ataşladığı öbür büyük ve tanınmış firmanın "imkânlarını kullandığı" söyleniyor, çünkü orada çalışıyor! Muhtemelen işi kendi firması adına alıp yapmış, çünkü BBC'ye filan iş yapan John Marshall'a bu raporun hazırlattırılması muhtemelen daha resmî ve daha güvenilir bir ilişki gerektirecekti. Bu da, haberinde "New York'un Manhattan şehri"nden falan bahsedebilen bir Haber7 için pek kolay olmayabilirdi sanırım.
Bu benim tahminim tabiî. Ancak böyle düşünmeyi meşru kılan çok önemli bir ayrıntı var, esas merak edilecek soruya ilişkin: Peki ne demiş bu adamlar? Kayıtlar montajdır mı demişler.
Evet, öyle demişler. Şüphesiz öyle diyecekler çünkü elimizde beş ayrı telefon görüşmesi var. Dolayısıyla, ellerine gönderilen dosyanın tek bir kesintisiz kayıt olmayıp, çeşitli kayıtların birleştirilmesiyle oluşturulmuş olduğunu söylemişler. Robin Lai raporunda, sadece elindeki kaydın arka plan ses seviyesi analizini hem de "hızlı bir analizini" yaptığını ve kesintisiz bir kayıtta değişmemesi gereken arka plan seslerinin bu kayıtta değiştiğini, dolayısıyla kaydın bazı yerlerine müdahale edildiğini belirtiyor. Evet, zaten elimizdeki kayıt tam da böyle bir şey. Kyle Cassel ise, yine arka plan seslerindeki kesintilere dikkat çekiyor ve seslerde "işitilebilir" kesintiler olduğunu söylüyor. Buradan anlıyoruz ki, kendisi kriptolu bir telefon dinleme kaydını analiz ettiğinden pek haberdar değil muhtemelen. Ayrıca, birkaç ayrı görüşmenin ardarda dizildiği bir kaydı analiz ettiğinden haberdar mı (aynı şey Lai için de geçerli), o da belirsiz. Bir paragraflık raporun son cümlesinde Cassel yine ses iniş-çıkışlarınıdan, seviyenin istikrarsızlığından filan dem vururken, "kesintisiz kaydedilmiş bir görüşmede" bunların olamayacağına işaret ediyor. Acaba dinlediğinin nasıl bir kayıt olduğunu zannediyor?
Şahsen izlenimim, bu iki ses mühendisine ya bizim dinlediğimiz beş görüşmelik kaydın gönderilmediği ya da gönderilen kayıt hakkında gerekli bilginin verilmediği, muhtemelen sadece "montaj olup olmadığının" sorulduğu, bu adamların da doğal olarak "montaj vardır" dediği, işin inceliğine girmediği. Yazdıklarından da bu anlaşılıyor. Amerikan hükümeti böyle bir ses analizi yaptırsaydı acaba karşımızda nasıl raporlar olurdu? Nereden bulunduğu belirsiz iki ses mühendisinin birer paragraflık basit yazısı mı olurdu? Boşversenize...
Gereksiz ama, içler rahatlasın, bir-iki laf daha: Bir ses kaydındaki kesintilerin anlam ifade edebilmesi için, kesinti ve eklemelerin, konuşmaların anlamını değiştirecek şekilde, aralarda, belirli maksatla yapılmış olması gerekir. Bu iki ses mühendisi, hiç bilmedikleri bir dilde, bol bol duraklamalarla, ııı'larla, "şey"lerle sürdürülen, kriptolu telefonların dinlenmesi sonucu bir sürü elektronik ve dijital deformasyonla dolu bir konuşmalar dizisinin sahteliğine dair tek kelime etmiş sayılamazlar bu durumda. Daha önce de izah ettim, bir ses dosyası kesilmiş biçilmiş olabilir, fakat içinden hiçbir şey eksilmemiş, arasına hiçbir şey eklenmemiş de olabilir. Kesilmiş-eklenmiş denen her şeye tek tek bakılması lâzım. Bu Robin ile Kyle, tekrar edelim, bilmedikleri bir dildeki bir kaydı bu şekilde analiz edemezler ki. Üstelik, başka can alıcı sorular ortada duruyor: Robin Lai ile Kyle Cassel nereden bulundu? Niçin onlar? Ne alâka? Cassel'ın sayfaları nereye toz oldu birdenbire?
Tabiî ufak bir soru daha var: Bu analiz ne kadar sürdü ve karşılığında ne ödendi? Bunun cevabı da işin ciddiyetine dair ölçü olacaktır.
"Dünyaca ünlü Amerikalı uzmanlar" şimdilik fos çıktı. "Kayıtlar montaj!" cephesinden atılan her adım -memleket adına "ne yazık ki" mi desek, bilemedim- bizi kayıtların sahiciliğinin ispatlanmasına biraz daha yaklaştırıyor.