10 Şubat 2014 Pazartesi

Başbakanın damadı yazar olmuş

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak Sabah gazetesinde köşeyazarlığına başladı ("Yeni Türkiye, Yeni Ekonomi", 10 Şubat). E, bir yerden başlamak lâzım. Bu iş her dakika "Fatih"i arayıp fırçalamakla yürümüyor. Nitekim okurlardan biri, "atın şu Yaşar Nuri'yi!" muhabbetinin altına yazdığı yorumda, "Bu Fatih de yayınlıyor yayınlıyor, telefon geldi mi, özür dilerim, sizi üzdük, hep aynı numara" demiş. Allah muhafaza! Yani net'çe itibarıyla, işleri direkman akraba aracılığıyla yürütmek daha güvenli.

Hele insanın yazı yazmayı bilen akrabaları varsa tabiî daha güzel olur.

Damat bey, "Yeni bir döneme girdiğimiz şu günlerde, sizlere yeni bir başlangıç yaparken merhaba diyorum," sözleriyle selamladı bizi. Kendisinin bizlere nasıl başlangıç yapacağını anlayamadım ama ben de uzun zamandır kendime yeni bir başlangıç yapmak istediğim için sevindim. Beni daha da çok sevindiren, Albayrak'ın, "Yaşadığımız bugünlerde çok önemli, bir o kadar da hayırlı gelişmeler olmakta," cümlesiydi. Halbuki ben, "yaşadığımız bugünlerde" kötü şeyler olduğunu zannediyordum, meğer hayırlıymış olan biten. Ne güzel...

Ancak damat beyin sonraki paragrafı, kendisinin yazdıklarını ister istemez kayınpederinin jestleri ve ses tonunu hatırlayarak okuduğumuz için, irkilmeme yolaçtı; belli belirsiz bir korku dalgası yüzümü yalayıp geçti. "Artık siyasetçisi, bürokratı, akademisyeni vs. herkes yeni Türkiye ile uyumlu olmalı ya da ülkenin önünde takoz olmaktan çıkmalıdırlar," diyor Albayrak. Ekliyor: "Mevcut veya yeni her türlü olayı, statükonun standart çerçevesiyle algılamak ve yönetmek artık demode olmuştur. Bunun için yepyeni ve özgüvenli bir bakış açısı gerekmektedir. İnsan kalitesinin her sektörde artış gösterdiği ülkemizde, bu alanda umut veren düzeyde insan yetişmektedir." Hangi alanda yetişiyor bu insanlar, emin olamadım. Herhalde "yepyeni ve özgüvenli bakış açısı" sektöründe. Yalnız, mevcut veya yeni olayları statükonun standart çerçevesiyle algılayıp yönetmemeye dikkat etmek lazım. Allahtan insan yetişiyormuş... Ne diyor Allah aşkına?!

Sakin olmalıyım, yoksa tokat gibi cevap geliyor: "Ekonomi ilmini elitist ve karmaşık bir dille anlayan ve anlatmaya çalışanların, bu yeni süreci ve siyaseti anlaması da beklenemez. Ancak esas anlaması gerekenlerin bunu ne derece başarılı yönettiklerini son 10 yıldaki performansları göstermektedir. Büyüyen Türkiye'nin arkasında işte tam da bu yatmaktadır." Yoksa ben de ekonomi ilmini karmaşık dille anlayan ve anlatanlardan mıyım? Şahsen ekonominin ilim olduğu yalanına bir gün bile kanmamış biriyim, bu sınıfa giriyor olamam! O halde niye anlamıyorum? "Yeni bir medeniyet tasavvuru ve inşası vizyonu"ndan ırak olduğum için mi?

Kabul etmek zorundayım ki, pek iç açıcı olmayan bir gelecek beni bekliyor. Damat bey kesin dille ilân ediyor: "Sırtında yumurta küfesi ve doğru zamanda doğru yerde olmaktan başka meziyeti olmayanların ayrışacağı bir döneme giriyoruz. Yeni Türkiye bütün bunlara rağmen (adalet, dış politika, istihbarat vs. gibi) yeni ekonomi döneminde başarıya ulaşmak durumundadır ve ulaşacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın."

Kiminle kim ayrışacak, bir anlayabilsem... İnanın çaba harcıyorum. "Yeni Türkiye"nin "bütün bunlara", yani "adalet, dış politika, istihbarat"a ve "vs. gibi"ye rağmen başarıya ulaşmasından kasıt nedir acaba?

Bizim oraya sirk gelmişti, gidip başvurdum, "Beni akrobat olarak alsanıza," dedim, "Akrobasi yapabiliyor musun?" diye sordular. Statüko kafası işte...

Yine de damat beye kızmıyorum. Kimler "yazar" sıfatı taşımıyor ki bu memlekette.