19 Şubat 2014 Çarşamba
Bira mı daha büyük günah, yalan mı?
Kısa süren eğreti kibarlık döneminden sonra varılan nokta, "bunu nerenize koyacaksınız" üslûbu. Hükümet-AKP propaganda mekanizmasında seviye, akıl erdirilmesi ve inanılması zor bir süratle, beklenmedik yerlere düştü. Bütün bir memleket ve toplum için hem tehlikeli hem acı. Temel araçlar, çiğ demagoji ve şirretlikle birlikte, hayasızca yalan. Bende öfkeden çok üzüntü ve başkaları adına utanma duygusu yaratıyor. 17 Şubat günü YeniŞafak'ta Abdurrahim Boynukalın, "Birayla iftar açılan yeryüzü sofrası..." deyişiyle benim listemde bu haftalık bir numaraya yerleşti. Gezi isyanının en ilginç ve özgün buluşlarından olan, protestocular arasındaki Müslümanlarca örgütlenen, başka herkesin de destek için katıldığı "Yeryüzü İftarları"nı aşağılamak için böyle bir yalan söylüyor. Bunun nasıl bir hayasızlık türü olduğuyla uğraşmayacağım. Yalan konusunda kimi örnek aldıkları belli. Biz, AKP medyasındakileri hâlâ azıcık da olsa dindar ve ahlâklı sayarak yanlış yapıyoruz sanırım. Ya da belki problem birada. Lafıyla bile bir tuhaf oluyorlar. Başbakanın da bu içecekle özel bir alıp veremediği var, belli. Alın bir yudum da bir şey olmadığını görün, bitsin mesele. Merak etmeyin, günahlarınızda durumu değiştirecek bir artış olmaz, bunca yalanın hesabından sıra biraya gelmez herhalde.