Şimdi Türkiye Türkü sanatçı Işılak'ın 21 Şubat günü CNN Türk ekranında söylediklerini aktarıyorum:
Biz bugüne kadar anonim bir beste olarak biliyorduk. Fakat söz, Arslanbek Sultanbekov'a aittir diye veya 'Dombra' adını da bu esere onun koyduğunu düşünüyorduk. Müziğin tamamen bir Kafkas ezgisi olduğunu düşünerek yola çıktık. Çevredeki bilgiler de hep bu yöndeydi. Sadece biz böyle düşünmedik. Meydanlarda da farklı sözlerle uyarlanmış bir eser. (...) Bugüne kadar dava açılmadıysa anonim olduğunu düşündük. Aksi ispatlanmayana kadar da bizim için anonimdir. Bestenin de müziğin de kendisine ait olduğunu ilk kez duyuyorum. Anonim olmadığını bilsek neden kendisiyle konuşmayalım? Bizler insanız. Yüzde yüz Arslanbek Sultanbekov'a ait olduğu ispatlanırsa, oturulur, konuşulur. Eğer bir hata yapılmışsa telafi ederiz. Bu olayı çok abartmanın, esere bir kutsiyet atfetmenin, dönüşü olmayan bir yola girmiş gibi tavırlara girmenin, 'Dombra' sanki sadece birilerinin tekelindeymiş gibi hareket etmenin bir manası yok. Bu eser veya türküler hiç kimsenin tekelinde değildir. Milli manevi meseleler hiç kimsenin tekelinde değildir.Buyurun, bunlar da Nogay Türkü Sultanbekov'un sözleri:
Kendisi halk ozanıyım diyor ama saray ozanı olmuş. Bu şarkıyı siyasete karıştırması ve Tayyip Bey’e atfetmesi yanlış bir şeydir.Haydi, yine Işılak:
Arkadaşımızı davet ediyorum, oturalım konuşalım. Bunlar uluorta konuşulacak şeyler değil. Bu şarkı gerçekten kendisine aitse telifi konuşuruz.Ve Sultanbekov'dan cevap:
Bizim tek isteğimiz bu şarkının siyasette kullanılmaması. Ben hiçbir paraya satılmıyorum, ben şarkılarımı halk için yapıyorum.Sultanbekov'un MESAM'dan sözettiğini duyunca girip baktım, hakikaten şarkının kaydı var mı diye. Arayınca şıp diye çıkıyor.
Güzel oldu böyle. Memleketi dindar muhafazakâr insanlar yönetince ahlâkımız da ne kadar temizlendi. Gurur duyuyorum. Dombira!