14 Eylül 2014 Pazar
Şu anda bütün camilerde hocalar telaş içerisinde olmalıydı. "Hayır, bunlar asla bizden değildir!" vaazları vermeliydiler kaygıyla. Diyanet hutbeler hazırlamalıydı. Birçok şehirde peşpeşe protesto gösterileri yapılmalıydı. "Dinimizi kullanarak bu korkunç işleri yapamazsınız!" diye haykırılmalıydı. Bunun yerine, Twitter'da, "kafa kesmek caiz midir" tartışması yapılıyor. Yakarsan olmaz, yakmak Allah'a mahsustur, fakat kafa kesilebilir. Peki hangi durumda kesilir?.. Anlayabildiğim kadarıyla, pek az istisna dışında, Müslümanlar olan bitenin hâlâ farkında değiller. Koskoca bir dinden merhamet çıkarılıp atılıyor, vicdan neredeyse suç aleti sayılmak üzere, dünyevî kudret, tahakküm, eline şöyle ya da böyle iktidar geçiren Müslümanın varoluşunun başlıca amacı oluyor; bugün çizilen resimleri silmeye kuşaklar yetmeyecek; gel gör ki, dini her şeyden üstün tuttuğunu iddia eden milyonlarca insanın umurunda değil. Herkes mi sadece Türkiye'de bir süre daha iktidarı elde tutma derdinde? Davutoğlu şunu yaptı, Erdoğan bunu yapmadı meselesinden falan sözetmiyoruz. Hesabı verilemeyecek ne çok şeyin biriktiğini -yine istisnalar dışında- sadece Müslümanlar mı görmüyor? Düşünün, kendine "İslâm Devleti" diyebilen bir örgütün elinden bu ismi almaya kalkışan dahi yok. Hile yapıp önceki ismini söyleyince hakikat değişmiyor; o ismi de onlar takmıştı kendilerine. Azıcık öteye geçip oradan İslâm âlemine bakan, kendisine doğru uzatılmış bıçağı görüyor. Bunun haksızlık olduğunu kabul ettirebilmek için, o bıçağı o herifin elinden çekip alabilmelisiniz. Var mı bu yönde bir gayrete şahit olan? O bıçak sizi temsil eden bir simge. bir ikon haline geliyor. Engel olmayacak mısınız?