Pedagoji Derneği, hayırlı bir iş yaparak, Koton firmasına, "Çocuk kafası çocuk modası" reklamını "birkaç açıdan sakıncalı" bulduğunu bildirmiş ve reklamın kaldırılmasını "temenni etmiş". "Koton yetkililerine mektup!"ta dernek, gördüğü sakıncaları dört maddede sıralamış.
Dernek, "çocukların yetişkinler gibi algılanmasını sağlamaya yönelik makyajlar, takılar" vs. konusuna işaret ediyor ve, "çocuk istismarı ve pedofilinin arttığı bir dönemde, özellikle kız çocuklarını yetişkin kıyafetleri ve hareketleri ile gösterme"nin tehlikesine dikkat çekiyor, yerden göğe haklı olarak. Sonra, "moda" kavramının çocukların dünyasına ve gündemine sokulması üzerinde duruyor. Pedagoji Derneği'ne göre bu, "çocukların ruhsal gelişimine zarar veriyor". Uzman değilim ama derneğin haklılığından yana şüphem yok. Bunun ardından, Koton reklamının temel motifleri, "ayrıcalıklı" olma, "tarz sahibi" olma rezillikleri -dernek mektubunda böyle denmiyor, onlar benim kadar kaba değiller- konu ediliyor. Çocukları, hele kıyafetleri üzerinden "ayrıcalıklı-tarz sahibi" etmeye çalışmanın, ufaklıklara "narsizm-özseverlik tohumları aşılamanın" yanlışlığını ortaya koyuyor dernek.
Bunlara diyecek tek söz olamaz. Ancak sözkonusu Koton reklamında "çocukların ticarî kaygılara alet edildiği izleniminin uyandığı" ifadesi, olayımızın cereyan ettiği alan gözönüne alınırsa, naif ötesi kaçıyor. Koton yetkilileri derneğe sorabilir: Reklamdan bahsediyoruz burada, malımızı satmaktan bahsediyoruz; başka nasıl bir izlenim uyanacaktı? Sert soru. Açıklayacağım. Önce bir-iki şey daha aktarayım.
Pedagoji Derneği, Koton'a mektubunu sadece izlenimleriyle doldurmamış. Dile getirdikleri sakıncaların hepsi, bu alanlarda çalışmış insanların, inisiyatiflerin, kuruluşların yıllardır biriktirdikleri tecrübelerin ürünü. Nitekim, derneğin firmaya çocukların reklamlarda kullanımını düzenleyen yasaları hatırlatışında da sağlam referanslar var.
Ancak o temel itiraz maalesef eksik. "Şart midur?" denemiyor bir türlü. Niyesini de sanırım anlıyoruz; fena... Az sonra geleceğim.
Pedagoji Derneği, çocukların hangi şartlarda reklamlarda kullanılabileceklerini sorumsuz-vicdansız firma yöneticilerine hatırlatmakla yetiniyor. İnsan "...bu nedenlerle hakkınızda suç duyurusunda bulunduk" gibi bir yere varacak sanıyor söylenenleri. Varmıyorlar. Dernek, zikrettiği yasa maddelerine atfen, "...reklamınız yukarıda belirttiğimiz gerekçelerle açıkça bu maddeleri ihlal etmektedir," diyor, firmaya, "reklamı en kısa sürede yayından kaldırmanızı temenni ediyoruz" diye sesleniyor. Bu eğer, meselâ bir suç duyurusuna giden yolda yapılmış nazik bir çağrı, usûlen yerine getirilmesi gereken bir aşama ise, sözüm yok. Hattâ -reklamın kaldırılmaması halinde peşinden suç duyurusu gelecekse- böylesi daha bile "şık".
Kafamda tereddüt yaratan, şu satırlar: "Ülkemizin ekonomik gelişimine katkı sağlamak konusunda gayret gösteren kurumunuzun, çocukları ilgilendiren çalışmalarda onların ruh sağlığını daha çok dikkate alacağını umuyoruz."
Çocukları reklamında gayet münasebetsiz ve tehlikeli şekilde kullanmakta en küçük sakınca görmeyen firmayı "ülkemizin ekonomik gelişimine katkı sağlamak konusunda gayret gösteren kurumunuz" diye nitelendirmek acaba nasıl bir duygu-düşünce dünyasında mümkün? "Sakın yanlış anlamayın, biz firmalara, ticarete, kârlara, reklamlara falan karşı değiliz" mi denmek istenmiş? Çocukların ruh sağlığı falan "piyasa"nın umurunda mıdır?
"İlk anda karşımıza almayalım, nazikçe seslenelim, reklamı kaldırmazlarsa sertleşiriz" gibi bir yaklaşım, yukarıda da belirttim, sadece olabilir değil şık da. Ancak kazanacakları paralar, alacakları cipler, villalar, yapacakları lüks tatiller vs. dışında herhangi bir derdi olmayan kapitalistler ve onların ayrıcalıklı hizmetkârlarına "ülke ekonomisinin gelişimine katkı sağlama konusunda gayret gösteren kurumunuz" filan dendiğinde işin rengi değişiyor. Böyle bir söylemin sahiplerinin, reklamda çocuk istismarına karşı, güya reklamcılara ahlâkî sınırlar getirmeyi amaçlayan, her tarafa çekiştirilebilir yasa maddeleri dışında dayanaklarının olamayacağı, bebeklerin, çocukların reklamlarda kullanılmasını bütünüyle önleme gibi bir dertlerinin bulunmadığı sonucuna varıyorum.
Şüphesiz herkes kapitalizme karşı olmak zorunda değil. Ama bir yandan bu kadar doğru bir yerden bu kadar gerekli şöyleri söylerken bir yandan da kârdan başka amacı olmayan kapitalist işletmeyi "ülke ekonomisine katkıda bulunan kurum" olarak sunmak ve böylece bizzat o reklamları, o çocuk istismarlarını üreten düzenin palavralarını yaymak niye? Pedagoji Derneği, bütün bunları söylemek zorunda kalmadan kendilerini tebrik etme imkânını elimizden almış?
En başta, pedagojik bakımdan yanlış olmalı, büyükler için uydurulmuş yalanları sorgulamaksızın tekrarlamak.
[ Koton reklamlarıyla ilgili önceki iki yazım şunlar:
• Kötülüğün minik masum halleri
• Koton'un özür borcu var, hem de çok ]