Öyleyse bakın, hükmedenler sayesinde hayatımızı nasıl geçirdiğimizin resmi bu. Meral Danış Beştaş, Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk, 29 Kasım Pazar günü Diyarbakır'da, bir gün önce tek kurşunla vurularak öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı, insan hakları mücadelecisi Tahir Elçi'nin cenazesinde. Kürtler bu ülkede ne yaşar, onca acıyla, öfkeyle yüklenerek akıl sağlıklarını, insanlıklarını nasıl korur, biriken nedir, biz insanlara devlet ve iktidar sahiplerinin yaptıkları nedir... 32 bin kısım, tekmili birden.
Bir arkadaşım -HDP Amed milletvekili Ziya Pir'in çektiği- bu fotoğrafın yanına şöyle bir not yazmıştı bugün: "Hayatınızda bir kere bu kadar derinden üzülebildiğinizde, artık zalimlik yapamayacaksınız." Denklem doğru görünüyor. Ama bu denklem artık kurulamayacak. Çok sebeple. Onlar bu kadar derinden üzülemezler. Bunu anladık. Kazara insanlığa yaklaşırlarsa, üzüntülerini ifade edecek kimse bulamayacaklar karşılarında. Henüz anlamadılar. Son olarak, zalimlik yapmama diye bir seçenekleri yok. Bu varlık biçimi, yaşama tarzı, hayattan tatmin alabilmelerinin tek yolu. Kendileri dışındaki herkesin, onlar zulmedebilsinler diye var edildiğine inanıyorlar.
Nerede, kim olarak doğmuş, hangi dili konuşuyor olursam olayım, duygum bu üç insanın duygusudur, yerim onların yanıdır.