IŞİD-DAİŞ'in yapıp ettiklerini yorumlamaya, doğrudan veya saklı hedeflerini tesbit etmeye, varsa bağlantılı amaçlarını, daha uzun vade için hesaplanmış sonuçlarını anlamaya çalışırken mutlaka hesaba katılması gereken bir etken, çoğu zaman ihmal ediliyor: Bu örgütün evrensel cihat yarışında El Kaide ile giriştiği zorlu rekabet. Yeryüzündeki tek meşru, merkezî İslâmî otorite olma hedefi güden IŞİD'in, dünyanın pek çok yerindeki pek çok radikal Müslüman çevreyi kendi buyruğu altına almasının önündeki başlıca engel, bunların daha önce El Kaide'ye biat etmiş oluşu.
IŞİD-DAİŞ'in Paris saldırılarını üstlendiği videoyu, halifesi Ebubekir el-Bağdadi veya sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani'nin değil de Usame bin Ladin'in sözleriyle açmasının bu anlamda bir halkla ilişkiler faaliyeti olduğu söyleniyor. Paris saldırılarına "Paris gazvesi" adını vermeleri de, El Kaide'nin 11 Eylül saldırılarını "Manhattan gazvesi" diye adlandırmış olmasına atıf olarak yorumlanıyor. (Gazve, İslâm ordusunun bizzat peygamberin komutasında yaptığı harekâtlara verilen ad, ama genel olarak din düşmanına karşı savaş-sefer manasında da kullanılıyor.) IŞİD böylece El Kaide sempatizanlarına "bayrağı biz devraldık, misyonu biz sürdürüyoruz" mesajı vermeye çalışıyor.