Paris'te 129 kişinin can verdiği saldırılarda kullanılan Kaleşnikof'ları eylemcilerin nereden edindiği fazla mesele edilmedi, fark ettiyseniz. Zira gürültüsü fazla edilmese de Avrupa'da bir silah meselesi var. Rusya'da üretilip Bosna, Sırbistan ve Kosova'da savaşan gruplara aktarılan silahlar, buralardaki savaşların sona ermesiyle birlikte "açığa çıktı" ve Avrupa yasadışı piyasasında rahatlıkla alınıp satılan mallar haline geldi. Altı milyon silahtan sözediyoruz! (David Axe'in The Daily Beast'teki haberinden bilgiler aktaracağım.)
Slovakya polisinin 2014'te Bosna-Hersek'ten İsveç'e giden bir kamyonda ele geçirdiği elbombaları ve hafif silahlar, sözkonusu savaşlar çoktan bitmiş olmasına rağmen yoğun silah trafiğinin var hızıyla sürdüğünü göstermişti. Hattâ Kaleşnikof yeni modeller ürettiği için, elden çıkarılan eskileriyle piyasa zenginleşmiş bile. 2012 Mart'ında Toulouse'da üç ayrı eylemde yedi kişiyi öldüren ve keşkin nişancı kurşunuyla öldürülerek ele geçirilebilen Cezayir asıllı Fransız Muhammed Merah'ın elinde bir AK-47 (Kaleşnikof), bir Uzi, Bir Sten makineli, bir çifte ve çeşitli tabancalar varmış.
Yani silahların ilk kaynağı Doğu Avrupa ama şu anda bütün Avrupa'ya yayılmış bir yasadışı piyasa oluşmuş durumda. Bugün Avrupa Birliği sınırları içindeki kimi yerlerde 300-700 € arasında para ödeyerek Kaleş veya ufak çaplı bir roketatar edinmek mümkün, Europol yetkililerinin söylediğine göre.