IŞİD-DAİŞ ile Saddam Irak'ının yönetici kastının, ordu ve güvenlik aygıtının ilişkisi, sözü sıkça edilen ama somut ayrıntıları o kadar sık ortaya dökülmeyen bir konu. IŞİD-DAİŞ'in "ne olduğunu" sahiden anlamak isteyen okurlar için birkaç veri aktaracağım. İşin uzmanları bunları biliyor ama nedense sözünü pek etmiyor. (Bunların çoğunu da aldığım, Charles Lister'in Profiling The Islamic State başlıklı çalışmasını İngilizce bilenlerin okumasını tavsiye ederim.)
Ceyş Rical el-Tarika el-Nakşibendiye önderi İzzet İbrahim el-Duri, 13 Temmuz 2014'teki sesli mesajında, "El Kaide ve İslâm Devleti'nin kahramanlarını ve cengâverlerini" tebrik etmişti. El-Duri, 2015 Nisan'ında Tikrit'te öldürülmeden önce, IŞİD-DAİŞ'in komuta kademesinde önemli bir konumdaydı. (Irak'ın Şii milisleri el-Duri'yi öldürdüklerini iddia ettiler, cenazesi Bağdat'a getirildi, yine de cenazenin ona ait olup olmadığı kesinleştirilemedi, ancak öldüğü kabul ediliyor.) Bu adam, Saddam'ın sağ kolu, Baas Irak'ının başkan yardımcısıydı! Saddam öldürüldükten sonra Baas'ın lideri sayılıyordu.
IŞİD-DAİŞ, Musul'u aldığında Azhar el-Ubeydi'yi şehre vali yaptı. El-Ubeydi, Saddam'ın ordusunda generaldi, Baas'çıydı.
Aynı şekilde, yine eski Irak ordusunun generallerinden başka bir Baas'çı, Ahmed Abdülraşid, Tikrit'e vali atandı.
IŞİD'in "halife"si Ebubekir el-Bağdadi'nin iki yardımcısı, yani örgütün en üst düzey iki elemanı da Baas devleti güvenlik aygıtının iki önemli elemanıydı. Bulunduğu konuma Ensar el-İslâm ve Irak El Kaidesi'nden geçerek gelen, Suriye'den sorumlu Abu Ali el-Anbari, Baas zamanında orduda tümgeneraldi. Irak'tan sorumlu, Tel Afer doğumlu Türkmen Fadıl Ahmed Abdullah el-Hiyali (Hacı Mutaz veya Ebu Müslim el-Türkmeni) önce Özel Kuvvetler'de (Özel Muhafız Birliği'nde!) çalışmış, sonra askerî istihbaratta görevlendirilmiş bir yarbaydı. (IŞİD'in askerî konseyinin başı olduğu da söylenen el-Türkmeni, 2015 Ağustos'unda Musul yakınında bir ABD hava saldırısında öldü. Öldüğünü bizzat IŞİD sözcüsü el-Adnani açıkladı.)
IŞİD-DAİŞ Askerî Konsey'inin eski başkanı Adnan İsmail Nacel Bilavi'nin (Ebu Abdurrahman el-Bilavi) saklandığı yerde 2014 Haziran'ında ele geçirilen belgelere göre, IŞİD'in "orta ve üst seviyeden" yaklaşık bin eski subayı saflarında bulundurduğu anlaşılıyordu. Örgütün kimilerini şaşırtan askerî kapasitesi ve harekât kabiliyetini, bir zamanlar dünyanın dördüncü büyük ordusu olan Irak silahlı kuvvetlerinden aldığı, niyeyse çoğu zaman yeterince hesaba katılmıyor. IŞİD'in, Irak ordusundan ele geçirdiği silah ve ekipmanı derhal etkili şekilde kullanmaya başlayabilmesinin gerisinde de bu bağlantı yatıyor.